Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Çünkü yüzyıllık yalnızlığa mahkum edilen soyların, yeryüzünde ikinci bir deney fırsatları olamazdı.
Nedir yalnızlık ? -Başkalarını aramadan kendimizi yaralama hakkıdır, başkalarını yaralamadan kendimizi arama hakkıdır, iradeyi kuvvetlendiren bir güç, soğukkanlılığın dip noktası, sıkıcı bir bekleme odası, sis perdesini aralayan gerçek, zaman çarkına kafa tutma, acının aydınlık yüzü, kabuğun altındaki hassas deri.
Reklam
"İnsan ölme zamanı geldiğinde değil,ölebildiği zaman ölür. "
Sayfa 272 - Can yayınlarıKitabı okuyor
Soru: Ellerini bilgisayarlarının omzuna atmış konuşan milyonlarca insanın göbekbağını hangi ebe kesecek?. Teklif: Bu çağın adını "teknoloji" koymuşlar, göbek adı da "yalnızlık" olsun..
Sayfa 116Kitabı okudu
Kalıplanmış insanların en temel özelliklerinden biri ,kimseye güvenmemeleridir. Tabi bu güvensizliğin verdiği bir iç yalnızlık vardır Kalıplanmış insanın iç yalnızlığı ömür boyu devam eder. Kalıplanmış insan psikolojik bakımdan zaten çok yalnız. Onun için sosyal bakımdan yalnız kalmak istemez.. Çevresinde sürekli insan bulundurmak ister.
Reklam
Özdemir Asaf
... Ötesi var. Yalnızlık Müziğin bile seni dinlemesidir. Yalnızlık İnsanın kendine mektup yazması Ve dönüp-dönüp onu okuması Yalnızlığın da ötesidir.
Sayfa 55 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Mutlak inzivaya çekilmek stresi ortadan kaldırmaz, aksine bunun kendisi başlı başına bir strestir. Yalnızlık, hastalıkların üreyebileceği en uygun ortamdır.
Raskolnikov yürürken, 'Acaba neredeydi?' diye düşündü. 'Nerede okumuştum, hani bir idam mahkumu, ölümünden biraz önce şöyle söylemiş ya da düşünmüştü: 'Yüksek ve sarp bir kayalıkta, ancak iki ayağımın sığabileceği, dar bir çıkıntıda, dört bir yanım uçurumlar, okyanuslar, sonsuz bir gece, sonsuz bir yalnızlık ve hiç bitmeyecek bir fırtınayla sarılmış vaziyette yaşamak zorunda olsam ve bütün ömrümce, bin yıl boyunca, hatta sonsuza kadar o bir karış toprakta durmam da gerekse, o şekilde yaşamak, şu anda bir saat içinde ölecek olmaktan çok daha iyidir?' Yeter ki yaşasındı, sırf yaşasın! Nasıl olursa olsun, ama yeter ki yaşasın!...
Bozkırkurdu
Herkesin başına gelen onun da başına gelmiş, varlığının alabildiğine derinliklerindeki bir dürtüye uyarak olağanüstü bir diretkenlikle aradığı, peşinde koştuğu şeyi sonunda ele geçirmişti, ama insan için yararlı sayılacak ölçünün hayli üstünde gerçekleşmişti bu. Ele geçirdiği şey ilkin mutluluğunu oluşturmuşken, sonradan amansız yazgısına dönüşmüştü. Güç insanını güç yıkar, para insanını para; köle ruhlu insanı başkalarına kulluk etme, zevk insanını zevk çökertir. Bozkırkurdu'nu da bağımsızlığı yıkmıştı. Amacına ulaşarak günden güne daha bağımsız duruma gelmiş, emir alacağı, isteklerini göz önünde tutarak davranışlarını düzenleyeceği kimse kalmamıştı, ne yapıp ne yapmayacağını artık yalnızca kendisi özgürce belirliyordu; çünkü güçlü insan, gerçek bir içgüdünün ondan elde etmesini istediği şeyi hiç şaşmadan ele geçirir sonunda. Ne var ki, Harry kavuştuğu özgürlüğün ortasında ansızın şunu fark etmişti ki, özgürlüğü ölümdü; tek başına kalmış, dünya onu korkunç şekilde kendi haline bırakmıştı; insanlar onu ilgilendirmekten çıkmış, hatta kendisi bile kendisini ilgilendirmez olmuştu; dış dünyayla ilintisizliğin ve yalnızlaşmanın giderek büyüyen havasızlığında yavaş yavaş boğulmaya başlamıştı. Çünkü artık ortada öyle bir durum vardı ki, yalnızlık ve bağımsızlık, isteği ve amacı olma özelliğini yitirmiş, onun yazgısına ve mahkûmiyetine dönüşmüştü.
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.