1902 yılında İstanbul’da doğdu. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü’nü bitirdi. Derin tarih merakı yüzünden Macaristan’a gitti. Orada Budapeşte Üniversitesi’nin Felsefe Bölümü’nde ünlü Macar Türkoloğu Gyula Nemeth’in öğrencisi olarak Türkoloji öğrenimi yaptı.
1930 yılında yurda döndü ve Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü tarih öğretmenliğine atandı. Daha sonra buradaki görevi yanında Polis Koleji’nde, Devlet Konservatuarı’nda ve Ankara Tıp Fakültesi’nde Türk Tarihi ve İnkılap Tarihi dersleri verdi.
1944 Irkçılık-Turancılık Davası sanıklarından biri olarak tutuklandı. Hapis hayatı sağlığını bozdu. Vefatına kadar süren rahatsızlıklar yaşamasına sebep oldu.
Türk Milliyetçiler Derneği’ne destek oldu. 1951′de Türk Ocağı Ankara Şubesi’nin açılmasını Dr. Tevetoğlu ile birlikte sağladı ve vefatına kadar hizmet etti.
23 Mart 1956 tarihinde vefat etti. Kabri, Ankara Asri Mezarlığı'ndadır.
M.Ö. 176'da Hun hükümdarı Çin İmparatoruna şu satırları yazmaktadır: "Göğün yardımı ve zabitlerimin, adamlarımın muharipliği, mükemmel atlarımın kuvvetli olması sayesinde
(adamlarımın) Gaot-si kavmini mahveyledi; sonra Lo-lan'ı, Osun'u ve Ho-kut'ları, yanında bulunan 26 ülke ile birlikte herkes mahvedildi, öldürüldü, istilâ edildi. Bu şekilde bütün bunlar Hun oldular..." İşte bu açık ibareden anlamaktayız ki istila edilen, itaat altına alınan kavim, hâkim unsura iltihak eder ve
onun adını alarak o kavmin tarihine karışır.
Avrupalı bilginlerin önemli bir kısmı Türk sözünün VI. yüzyılda tarih sahasına çıkan ve bizim Göktürk dediğimiz kavmin ismiyle birlikte bilinen bir kelime olduğunu kaydetmektedirler. İşte bunun içindir ki bazı bilginler Türklerin kendilerine Türk adını vermeden önceki en eski adını araştırmışlar ve bunun "Hun" olduğunu kabul eylemişlerdir.
Osmanlı tarihinde Türk kelimesinin ''köylü, kaba'' anlamında kullanıldığına dair pek çok belge vardı.
Bugün iftiharla görmekteyiz ki Türk milleti benliğini bulmuş, Türklüğünü duymuş bir haldedir.
Tarih için kaynak kitap önerileri çok soruluyor. Buradaki yazarların kitaplarına göz atmanızı öneririm. Bu da size son kez yaptığım amme hizmetim olsun zındıklar.
Türk Tarihi=>
Türk adının aslı her Türkü alâkadar eder. Bu asil millet Türk adını önceleri bir kabileye, bir hükümete vermiş iken sonraları bu adı taşıyan hükümetin bütün Orta Asya’ya sahip olması üzerine kendi adını aynı soydan olan diğer ırkdaşlarına da teşmil etmiş, bu suretle Türk adı artık bu dili konuşanların hepsine alem olmuştur.
Türk adına yani Gök Türk’lerin adına Çin tarihlerinde rastlamaktayız
“Gök”, “gökyüzü”nün rengi olduğu gibi aynı zamanda da kendisidir. O hâlde bu sözün bugünkü anlamı “İlâhî Türk, Semâvî Türk” demek olur.
Türk adının anlamı değişiklik gösterebilir.Türk adını ilk kez inceleyen Vambery' e göre Türk adı " Türemek" fiilinden gelmektedir.Ziya Gökalp ise " "Töreli ,gelenekli" anlamlarını Kaşgarlı Mahmut' a görede Türk adı milletine Tanrı tarafından verilmiş olup " Olgunluk Çağı"anlamına gelmektedir.
Bugün İftiharla görmekteyiz ki Türk milleti benliğini bulmuş, Türklüğünü duymuş bir hâldedir.Türklüğümüze ve Türk dilimize sahip çıkalım.Onu yabancılaştırmayalım.
"Ben bir Türküm dinim, cinsim uludur."
"Ben kıtalara, iklimlere sığmayan bir ırkın çocuğuyum. Damarlarımda üç kıtanın ırmakları dolaşır!"
Türk Sözünün AslıHüseyin Namık Orkun · Türk Dil Kurumu Yayınları · 2011164 okunma
Türk ismi nerden geldi? Hangi uluslar Türklerden bahsetti? Anayurttan tutunda hükmettikleri tüm yerlere isimleri ile iz bırakan Türk Milleti'nin isim köküne değinen akademik kısa bir kitap. Akademik işlerle uğraşanların kesinlikle okuması gerekir.
Türk Sözünün AslıHüseyin Namık Orkun · Türk Dil Kurumu Yayınları · 2011164 okunma
"Macarlarda da aynı şekilde görüyoruz: Macar efsanesine göre Macarlar Hunor ve Moger adlı iki kardeşin neslinden türemişlerdir. Moger'in neslinden Macarlar, Hunor'un neslinden de Hunlar ortaya çıktı. Bu suretle iki kavmi bir araya getirip o ismi taşıyan iki kardeşten bu iki kavinin müşterek yaşamasının hatırasından başka bir şey değildir."
İnce bir kitap fakat oldukça kapsamlı. İleri okumalar için iyi bir başlangıç ve referans niteliğindedir.
Konuyla ilgili bilgi edinmek isteyenler için kaynak teşkilatını düzenleyen oldukça faydalı bir eser.
Türk Sözünün AslıHüseyin Namık Orkun · Türk Dil Kurumu Yayınları · 2011164 okunma