Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
- Bunu yapabilecek misiniz? dedi Augustin. - İnsan istiyorsa yapar, diye cevap verdi Violante. - Ama belki o zaman farklı bir şey isteyeceksiniz, dedi Augustin. - Neden? diye sordu Violante. - Çünkü değişmiş olacaksınız dedi Augustin.
Bir Gecelik Tutuklanma: 14 Mart 1973 tarihli Cumhuriyet gazetesinde Atsız'ın tutuklandığına dair bir haber vardır: "Yazar Nihal Adsız, hakkında kesinleşmiş bulunan bir yıl iki ay hapis cezası için çıkarılan yakalama müzekkeresi uyarınca Emniyet Müdürlüğü İnfaz Bürosu tarafından dün tutuklanmıştır." (Akgöz 2016: 232'den). 12/13
Reklam
Ey nefsim! Deme: "Zaman değişmiş, asır başkalaşmış, herkes dünyaya dalmış, hayata perestiş eder. Derd-i maişetle sarhoştur." Çünki ölüm değişmiyor. Firak, bekaya kalbolup başkalaşmıyor.
Bir akşam limanda yürüyüşe çıktım; Buenos Aires’te yaşarken edindiğim bir alışkanlıktı bu; yelkenlilerin, eski tuğla tersanelerin, vinçlerin, gemilerin, denizcilerin ve martıların arasında dolanırdım. Ne zaman oraya dönsem yapardım bunu; sanki bir şehrin sırtında ve önsözünde taşıdığı bir gençlik kitabının sayfalarına dönmek gibiydi. Fakat burnu havada lokantalar, çatı katları, kafeteryalar ve kapıcılar buldum karşımda; hepsi öylesine değişmiş, gururla sunulmuş ve fena halde pahalı bir dünyaya aitti ki fırlatılmış bir taş gibi kaçtım oradan.
Sayfa 25 - Jaguar Kitap
Yolumun yoldaşı, Ruhumun öz eşi derken, sapladın bir kör bıçak
… Yeni moda aşklar böyle mi, hadi sıradaki yani öyle mi Bu kadar mı değişmiş dünya, ben sevmem o zaman Fırlatırım dünyanın suratına bütün zevklerimi Satmam ruhumu, bir daha da kalbimi yormam o zaman …
Sayfa 94 - Metis YayınlarıKitabı okuyor
O zamana değin, çocukken insana sonsuz gibi görünen bir yolda, yılların yavaş yavaş ve hafifçe geçtiği, böylece hiç kimsenin akıp gittiklerinin ayırdına varmadığı bir yolda, hep ilk gençliğinin kaygısızlığıyla ilerlemişti. İnsan bu yolda sakin sakin, çevresine merakla bakarak ilerlerdi, aceleye gerçekten hiç gerek yoktu, ne arkanızda sizi
Reklam
Ey nefsim! Deme: 
Zaman değişmiş, asır başkalaşmış, herkes dünyaya dalmış, hayata perestiş eder. Derd-i maişetle sarhoştur." Çünkü ölüm değişmiyor. Firak, bekaya kalbolup başkalaşmıyor. Acz-i beşerî, fakr-ı insanî değişmiyor, ziyadeleşiyor. Beşer yolculuğu kesilmiyor, sürat peyda ediyor.
Haftalık Türkçü Dergi: Orkun: 06 Ekim 1950'de Atsız ve arkadaşları Orhun dergisini yeniden çıkardılar. Yalnız derginin adında küçük bir değişiklik vardı. Orhun değil Orkun idi. “Orkun'un tarihçesi” başlıklı ilk yazıda derginin, 1933-34'te dokuz sayı, 1944'te yedi sayı çıkan Orhun'un devamı olduğu belirtiliyor; “Şimdi
Bilinen tarih boyunca, olasılıkla Neolitik Çağ'ın sona ermesinden bu yana, dünyada üç tür insan olagelmiştir: Yüksek, orta ve aşağı. Bunlar kendi içlerinde de pek çok alt bölüme ayrılmışlar, sayısız ad taşımışlar, sayıları ve birbirlerine karşı tutumları çağdan çağa değişmiş, ama toplumun temel yapısı hiçbir zaman değişmemiştir.
"... Öyle ise ,siz,hiç inkılapçı değilsiniz." "Bilmem; belki de,sizin anladığınız tarzda bir inkılapçı değilim.Ben, inkılâbı hiç bir zaman,hayatın dış şekillerini değiştirmek manasında anlamadım.Hele,bir konfor ihtiyacı,bir konfor'a eriş cehti manasına hiç alamıyorum.Şüphesiz , içimizde yeni bir hayat hamlesiyle çatlayan şey yeni bir şekle vücut verir,yani yeni bir kabuk bağlar.Fakat, bu safhada artık inkılaptan bahsedilemez.Burada, artık,muayyen bir çeşit hayatın kalıplanışı vardır.Biz, sanki , inkılâbımızın böyle bir safhasına mı geldik sanıyordunuz?Yok canım , bu gördüğünüz şeyler ,bu balo, bu otel, sizin Yenişehir evleriniz ,bunlar hep birer hayat kalıbıdır ama bizim kendi inkılâbımızın ateşinde dökülmüş kalıplar değil. Bizim ruhumuzdaki yeni hayat prensibinin, yeni hayat özünün tomurcuğu da çatlamadı.Çatlamış olsaydı, memleketteki hayat şartlarının yalnız küçük bir ekalliyet (azınlık) lehine değil bütün millet için değişmiş olması lazım gelirdi."
Sayfa 123Kitabı okudu
Reklam
Ey nefsim! Deme: "Zaman değişmiş, asır başkalaşmış, herkes dünyaya dalmış, hayata perestiş eder. Derd-i maişetle sarhoştur." Çünkü ölüm değişmiyor. Firak, bekaya kalbolup başkalaşmıyor. Acz-i beşerî, fakr-ı insanî değişmiyor, ziyadeleşiyor. Beşer yolculuğu kesilmiyor, sürat peyda ediyor. Hem deme: "Ben de herkes gibiyim." Çünkü herkes sana kabir kapısına kadar arkadaşlık eder. Herkesle musibette beraber olmak demek olan teselli ise kabrin öbür tarafında pek esassızdır. Hem kendini başıboş zannetme. Zira şu misafirhane-i dünyada nazar-ı hikmetle baksan hiçbir şeyi nizamsız, gayesiz göremezsin. Nasıl sen nizamsız, gayesiz kalabilirsin?
* Yalnız Saban
Herşey yerleşikti, güvenceliydi, mantıkla işlenmiş, insancaydı diyebilirsin hatta. Kendine düşeni yapıyordu _____________________________________Halk Kurulları; Athena adaleti koruyordu; kendisi orda, görünmese bile, ________________________________________her zaman başkanlık ediyordu Areios Pagos'un toplantılarına:
Sayfa 54 - CemKitabı okudu
Çok sevdiğim bir şair arkadaşımı, Cahit Sıtkı’yı hatırladım. Çocuk denecek kadar gençti; bir şiir kitabı çıkardı: Ömrümde Sükût adında bir kitap.O kitabı çıkarmış olduğuna sonradan ne kadar üzüldü. Çünkü kitaptan sonra bir hayli değişmiş, bir hayli olgunlaşmıştı. Daha sonra üzülmenin de boşuna olduğunu anladı. Dedi ki: “İnsanın fikir hayatında birçok merhaleler var. Ben o şiirleri o zaman yazmıştım.”
Sayfa 53 - ithakiKitabı okudu
Berim burada, herkesten uzak bir yerde, kimsesiz bir kazı alanında aylarca yaşamamı garip buluyorlar," diye yazmıştı, "aslına bakarsan laf aramızda ben de bazen kendimden kuşkulanıyorum. Ama yeryüzünün üzerinde keşfedilecek küçücük bir toprak parçası bile kalmadı. Hiç değilse böyle kaza kaza derinlerde bir yerde aylar sonra bir mezar kapısı bulabiliyorsun. Yüzlerce yıldan sonra ilk kez sen o mezarın, o kayıp ülkenin kapısında duruyorsun. Zaman değişmiş. Sen başka bir zamanda durup başka bir zamanın kapısını açıyorsun. İşte o an, o kapıyı açtığın an her şeye değer..."
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.