Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

OKCUlardan Hacı Mıstık

OKCUlardan Hacı Mıstık
@1KomploTeorisyeni
Yapabilecekleriniz hayalgücünüz ve cesaretinizle sınırlı!
Öğrenci, Amele, Elektrikçi, tiyatrocu, palyaço, biraz Okur biraz Yazar vs
Hitit Yünivörsitiy Cereyan ve Türevleri Mühendisliği -bitti-
ÇORUM
16 Mart
232 okur puanı
Temmuz 2021 tarihinde katıldı
724 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
71 günde okudu
Turgut bu akşam ne yapalım? Gezelim. Hayır, gezmeyelim başka bir şey yapalım ama. Ne yapalım? Kitap yazalım. Onun yerine şiir yazsak olmaz mı? Olur Turgut. Sağol Selim, iyi ki varsın. Turgut bensem, Selim arkadaşım, geçen hafta konuştuğum Selim, geçen gün ölen Selim, hayalimdeki hayaletiyle hâlâ konuştuğum Selim... Peki Olric söyle bakalım sana
Tutunamayanlar
TutunamayanlarOğuz Atay · İletişim Yayınları · 202062bin okunma
Reklam
268 syf.
·
Puan vermedi
·
8 günde okudu
Gözleri dolu olan bir yorumcunun kaleminden diyebiliriz
Yine bir Sabahattin Ali romanı, yine absürt bir ortamda okunan son sayfalar, yine ilk sayfaları boğucu gelirken sonunda durdurulamayan dolmuş gözler, duygu boşanımları... Sevmeyi, tutkuyu ve aşkı unuttuğum, daha doğrusu kendi içimde delik deşik edip öldüğünü sandığım sıralarda ruhumun derinliklerinde bu duyguların tekrardan filizlenmezine vesile
İçimizdeki Şeytan
İçimizdeki ŞeytanSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2021172,4bin okunma
391 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
142 günde okudu
İnsan. Her şeyden önce insan. İletişim ve psikoloji üzerine farklı konularda ve coğrafyalarda ne tarz gelişmeler oldu, neler olmalı, doğrusu/yanlışı ve halk hikayelerinden sanat eserlerine ve hatta ünlü kişilerin eserleri veya sözlerinden halkların yaşattığı fıkralara ve kültürlere kadar nice içeriği gerek başka kaynaklara değinerek gerekse yorumlayarak veya teorileri açıklayıp yorumlayarak bu muhteşem ötesi eseri ortaya çıkartan
Bircan Kırlangıç Şimşek
Bircan Kırlangıç Şimşek
Bey'e ne kadar teşekkür etsek azdır. Özellikle de ülkemizdeki halkın bilincini, durumunu, bakış açısını, geçmişte nerelerde hata yahut doğru yaptığımızı ve hataların yerine doğrusu ne olmalısını anlatıyor. Kitaptaki en beğendiğim ilk konu bildiğimiz 'empati' ve 'sempati' ile gerçekteki 'empati' ve 'sempati' arasındaki farklar ve doğrusunu öğrenmek oldu. En beğendiğim ikinci konu ise 'çocuk, yetişkin, ana-baba' benlik durumlarını öğrenmekti. Asıl önemli olan ise bu öğrendiklerimi hayatımıza nasıl empoze ve adapte edeceğimizi de anlatıyor olması.
Sanatta ve Günlük Yaşamda İletişim Çatışmaları ve Empati
Sanatta ve Günlük Yaşamda İletişim Çatışmaları ve EmpatiÜstün Dökmen · Remzi Kitabevi · 20191,466 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
360 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
54 günde okudu
Hayatın toz pembe olmamasının yanında iğrençliklerinin gün yüzüne çıktığını gösteren bir kitap. Acının, hüznün, mutluluğun, intikamın, ölümün, aşkın, sabrın, şehvetin ve merhametin bir arada gösterilebileceği en muhteşem yapıt. Kitabın adıyla ilişkisini sonuna geldiğinizde anlıyorsunuz. Kinyas ve Kayra dan sonra okuduğum ilk Hakan Günday kitabı, ilk yeraltı edebiyatı ve en çok önereceklerim listesine kitap daha bitmeden gitmişti. Karakterlerin hissiyatları, düşünceleri ve eylemleri o kadar öz ve ayrıntılı betimlenmiş ki hiçbir fazla kelime bulunmadan sözcüklerin ötesinde karakterle empati ve sempati yaşıyorsunuz.
Az
AzHakan Günday · Doğan Kitap · 201921,4bin okunma
250 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
58 günde okudu
Psikoloji, felsefe, kendini arama, varoluş sancıları, inanç ve daha nicelerini içeren oldukça güzel bir romandı. Adam, Madam, Kadın, Uşak gibi karakterlere yer verilmiş ve isimlendirilmekten kaçınılmış ve dolayısıyla bu kitabın kendine özgü bir tarzda yazıldığını gösteriyor, bu açısını ben pek beğenmedim ancak benim beğenmemem siz değerli okuyucuların da beğenmeyeceği anlamına gelmiyor. Anı yaşamayı da, farkında olmayı da, hayal ve hedef kurmayı da, planlı ve programlı yaşamayı da içeriyor. Kitabın başından sonuna kadar başrol karakter olarak yazarı gözümde canlandırmaktan kendimi alamadım. Yazar:
Eddi Anter
Eddi Anter
El Ele
El EleEddi Anter · Destek Yayınları · 202188 okunma
Reklam
368 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
23 günde okudu
Güvendiğimiz teknoloji, yazılım, algoritmalar, yapay zekalar insanlardan daha hatasız, daha hızlı, yorulmuyor, tatil, yemek veya maaş beklemiyorlar. O zaman tereddütsüz ve sorgusuz şartsız güvenebiliriz, sonuçta her şeyin en iyisini yapabiliyorlar değil mi? Ancak bu sonsuz güvenle tutunulan teknoloji bazı şeyleri yanlış yapıyor. Hatalı olması mümkün değil dedikleri kalite ülkesinde bazı şeyler ters gidiyor. Wall-e ile terminatör yapay zekaları arasında teknolojik altyapıya sahip olan bir distopya tasarlanmış. İnsanların yerlerini, işlerini, görevlerini makineler ve yapay zekalar almış, birçok meslek dalı kurumuş bu şekilde. Çalışan insanların yerlerine robotları koymaya ve insanları amaçsız, parasız, boş bırakmaya devam ediyorlar. Mesela bir seçim olacak ve başkan adaylarından biri devrimci bir robot, diğeri kapitalist bir açgölü. Kendi hayatlarında deneyerek tecrübe etmeleri gereken şeyleri bile 'siz uğraşmayın, biz sizin yerinize buluruz,' diyorlar. Bazı yasaklar, kanunlar ve algoritma hataları sonucu başlarına gelen sorunları günü şartları itibariyle çözmeye çalışan birkaç kişinin yaşamlarına değinerek anlatılıyor.
Kalite Ülkesi
Kalite ÜlkesiMarc-Uwe Kling · Epsilon Yayınevi · 2019245 okunma
112 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
32 saatte okudu
Afrika'nın çöllerinde bir yerde tek çizebildiği boa yılanları ve o yılanların yuttuğu filler olan uçağı düşmüş kayıp bir pilot var. Birde bu pilot uçağını tamir etmeye çalışırken onunla sohbet eden, gezdiği, gördüğü yerleri anlatan bir çocuk, bir prens, küçük prens işte. Bu prens, hayvanlarla, bitkilerle ve insanlarla konuşabiliyor. Saf, temiz ve masum bir yüreği ve zihni var, her şeyi öğrenmek istiyor. Gördüğü gezegenleri, o gezegenlerde yaşayanları anlatıyor adama. Mesela kendi gezegeninde bir gülü varmış, dünyada bir tilkiyle arkadaş olmuş... Bir de yılan var, ısırdığında yani soktuğunda canlıları evlerine gönderdiğini söyleyen çok zehirli bir yılan. İmsanlardan bahsediyor, boş ve hatta saçma amaçlar edinen 'büyüklerden', büyükler gibi düşünmeyen büyüklerden ve daha nicelerinden. Acaba adama ne olacak, acaba prense ne olacak... Olur da bir gün tanışırsanız Küçük Prens ile, bana da söyleyin olur mu?
Küçük Prens
Küçük PrensAntoine de Saint-Exupéry · Altın Kitaplar · 2015236bin okunma
392 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
80 günde okudu
Dingin Savaşçı, pek bilinmeyen 2006 yapımı bir film ve o filme fikir olarak çok benzeyen bir kitap: Savaşçı. Doğan Cüceloğlu ile Arif adında bir öğretmenin 'savaşçının özelliklerini' ve 'savaşçı olma yolunda' tarzında sohbetlerun ve buluşmaların anlatıldığı bir kitap. Doğan Bey'in okuduğum ikinci kitabı. Diğerini de yine bunu olduğu gibi arkadaşım Kübra'dan ödünç aldım. Okurken çok kez durup uzaklara dalarak düşündüğüm kısımlar, alıntılar oldu ve işte bu yüzden okumam bu kadar uzun sürdü, bir yorum yazmak için bu kadar bekledim. Savaşçı, adından anlaşılacağı üzere mücadeleci, ancak adına bakılıp şiddet yanlısı sanılmamalı. Savaşçı, kendisiyle savaşıyor, düyayla savaşıyor, başkalarının ve kendinin zihninde oluşmuş ve oluşabilecek önyargılarla, bağnazlıklarla, kibir ve küçümsemelerle savaşıyor. Savaşçı, bu hayatı en dolu dolu ve farkında yaşayan kişi. Kısacası, 'savaşçıyı okumak' bilinçli ve de istekli olarak verdiğim en doğru, en güzel kararlardan biri. Ve onu önermek, okunmasını istemek bundan daha güzel bir seçim olacak gibi görünüyor. Henüz okumaların içinde en ufak bir heves ateşleyebildiysem şimdiden keyifli okumalar dilerim.
Savaşçı
SavaşçıDoğan Cüceloğlu · Remzi Kitabevi · 20219,9bin okunma
192 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
24 günde okudu
Kuantum fiziğine en ufak dahi ilginiz var ise okunması gereken ilk kitaplar arasında geliyor. Kuantum dolanıklık, birbirini kısıtlayan birden fazla şeyin gerçek olması ile mümkün oluyor, gözlemlediğimiz (makro) dünyada yerellik ve gerçeklik gibi şeyleri temel alırken, foton, elektron, quark gibi (mikro) dünyada yerellik ve gerçeklik gözlemleri tutmuyor. Bunun yerine, birbirine dolanık cisimler ile yaptığımız gözlemlerde, kuantum fiziği dediğimiz farklı kurallar çerçevesinde incelemek durumundayız. Kuantum dolanıklık, dolanık cisimler insan zihninin alışık olmadığı, algılamakta zorlandığı bir yapıda olduğu için bazı insanların inkarına veya ilgisizliğine maruz kalıyor. Kitapta dolanıklığı ve kuantum ortamını anlatırken detaylı sayılara geldiğinde diyor ki "bizim şimdiki işimiz bunları hesaplamak değil ne olduğunu anlatmak" ve sayısal kısmın sadece mantığı anlatmak için oldukça az kullanılması kitabı daha ilgi çekici yapıyor, (meraklıları tabii ki daha detaylı ilgileneceklerdir) ve kuantum dolanıklığı lise fiziği görmüş herkesin anlayabileceği bir dille aktarıyor.
Kuantum Dolanıklık
Kuantum DolanıklıkJed Brody · Pan Yayıncılık · 20226 okunma
161 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
25 günde okudu
Çok basit ama ince işçilikçe tasarlanmış mucize bir evrende yaşıyoruz. İnsanlar 'Tanrı var, o yaptı' veya 'Tanrı yok, doğru çarpışmalar milyonlarca yıl içinde doğru şekilde oldu sadece' deseler de bu muhteşem evrendeki hesap mükemmelliğinde hemfikirler. Kuantum fiziğini, büyük patlamayı, büyük çatırtıyı, şişme modelini, kara delikleri, atomların veya galaksilerin oluşumu hakkında edindiğimiz bilgileri mümkün olduğunca kafa karıştırmadan anlatan bir üslubu var. Eğer bu tarz konulara ilginiz varsa bekletmeden okumanızı tavsiye ederim.
Büyük Tasarım
Büyük TasarımLeonard Mlodinow · Doğan Kitap · 20131,396 okunma
Reklam
140 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
22 günde okudu
Hawking'e, hayatına, kuantum mekaniği ile büyük patlama ilişkisine, büyük patlamanın aşamalarına ve farklı teorilerine, maddeye, enerjiye ve etkileşimlere merakınız var ise bir an önce okumanız gereken bir kitap. İçinde karadeliklerden büyük patlamalara, enerjiden kuantum fiziğine, atomun 4 kuvvetinden büyük çatırtıya kadar nice bilimsel kuram ve teorilerin temellerinden bahsediliyor. Bazıları açıklanıp kanıtlanıyor veya çürütülüyor. Bazıları ise bilinmez ve belirsiz olarak ucu açık şekilde bırakılıyor. Kitabın son bölümü, Stephen Hawking'in Lucasian Profesörlük görevine başlama töreninde yaptığı konuşma ve 18 sayfa. Bu bölüm kitaptan okuduğunuz ilk bölüm olsun, sonra kitabı okuyun ve o son bölümdeki konuşmayı tekrar okuyun diye öneririm çünkü bilsem öyle yapardım.
Stephen Hawking'in Evreni
Stephen Hawking'in EvreniJohn Boslough · Sarmal · 201149 okunma
·
Puan vermedi
Kimdir Deccal? Bazı dinlere göre kötülüğün son lideri, kıyametin habercisi ve insanlığın sonunu getirmeye çalışan, insanların arasındaki şeytani varlık. Peki Nietzsche, kendini kime göre deccal olarak görüyor? Hristiyanlığa göre, Yahudiliğe göre ve daha birçok dine göre. Yahudiliğin içindeki saçmalıkları, Hristiyanlıktaki iğrençlikleri ve
Deccal
DeccalFriedrich Nietzsche · Olympia Yayınları · 20164,051 okunma
276 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
31 günde okudu
İnanmak ya da reddetmek, işte bütün mesele bu! Farklı kişilik örneklerine değinilmesinin yanı sıra baba-oğul, iki erkek arkadaş, iki erkek kardeş, kız-erkek arkadaş ve hoşlantı durumlarında kişilerin hangi olay karşısında ne yaptığı da açıkça gösteriliyor. Ama en çok ilgi çekeni Bazarov ve Arkady adında iki dostun yaşamları ve bunların babalarıyla olan ilişkileri. Kapaktaki ayakta duran iki genç bunlar, elini önünde oturan yaşlı adamın omuzuna koyan genç Arkady olmalı ve önündeki de babası. Bazarov'un önünde oturan kişi ise kitabın neresinde olduğunuza göre değişiyor: Arkady'nin amcasına da, Bazarov'un babasına da benzetilebiliyor bu şahıs. Rusya'nın burjuva sınıfı insanları arasında geçiyor genellikle ve okumuş olanların çoğu Fransızca, Almanca, İngilizce, Latince gibi dilleri biliyor hatta bazı terimlere de hakimler. Ancak dünya zenginlerin etrafında dönüyormuş gibi anlatım dışında çok güzel kitap derken, bu kitaptaki başrol olan genç bir burjuva oğlan, köylülerle, işçilerle, halkla konuşuyor, onlara 'öğretmeye, fark ettirmeye' çalışıyor.
Babalar ve Oğullar
Babalar ve OğullarIvan Turgenyev · Bordo Siyah Yayınları · 201244,8bin okunma
124 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
11 günde okudu
Anladınız mı beni? Çarmıhtakine karşı Dionyos... Son sözle başlamak istedim bu seferki yoruma. Nietzsche bu kitabı 3 farklı içerikle yazmış. İlkinde kendisini anlatıyor; Önsözde, 'Neden Böyle Bilgeyim' , 'Niçin Böyle Akıllıyım' ve 'Niçin Böyle İyi Kitaplar Yazıyorum' başlıkları altında kendini kendi bakış açısından, kendi görüşleriyle açıklamış. Kendisinin ne şekilde düşünebildiğini ve insanın düşünmek için neler yapması gerektiğini anlatmış. Dediğine göre bize kendimiz olmayı öğretiyor. Anlattıkları başka pek kimsenin diline almayı bırakın, zihninin kenarından dahi geçiremeyeceği şeyler. İkinci içerikte yazdığı diğer kitapların ne olduğundan ve ne anlatmak istediğinden bahsediyor, çoğu kişinin yanlış yorumladığını ve ileride de yanlış yorumlanması, başka taraflara çekilmemesi için açıklıyor onları beklemeden. Bu kısımlardan anladığımız kadarıyla Almanları sevmiyormuş. Ancak tanıştığı, yakın bulduğu tek istisna Alman olan Wagner'ı ve yaptığı müzikleri çokça övüyor. Almanları ve Almanlara dair olan her şeyi sevmediği gibi Hristiyanlığı da sevmiyor, hatta nefret ediyor bunlardan. Hristiyan olan Almanların, Nietzsche'nin gözündeki halini siz düşünün. Bu bölümde anlattığı kitapları sırasıyla:
Tragedyanın Doğuşu
Tragedyanın Doğuşu
, Çağdışı Yazılar,
İnsanca, Pek İnsanca
İnsanca, Pek İnsanca
,
Tan Kızıllığı
Tan Kızıllığı
,
Şen Bilim
Şen Bilim
,
İşte Böyle Dedi Zerdüşt
İşte Böyle Dedi Zerdüşt
,
İyinin ve Kötünün Ötesinde
İyinin ve Kötünün Ötesinde
, Geleneğin Soykütüğü ve
Putların Alacakaranlığında
Putların Alacakaranlığında
. Son kısımdaki 2 başlık, birer konu üzerinde yazdığı denemler ve düşüncelerden ibaret. Oldukça ağır olduğunu düşünmeme rağmen okurken çok sevk aldığım bir kitap.
Ecco Homo: İnsan Nasıl Kendisi Olur
Ecco Homo: İnsan Nasıl Kendisi Olur
Ecco Homo: İnsan Nasıl Kendisi Olur
Ecco Homo: İnsan Nasıl Kendisi OlurFriedrich Nietzsche · Olympia Yayınları · 20179,8bin okunma
157 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
10 günde okudu
Anacığım... Bu şekilde hitap edilerek mektup yazılan kişinin, mektubu yazanın annesi olduğunu düşünmeniz normal ki ben de öyle sandım ilk mektuplarda bir çeşit anlam karmaşası vardı. Makar Devuşkin, Varvara Alekseyeviç, Makar Alekseyeviç, Varvara Alekseyevna vs. Evet, çok kişi var gibi duruyor ancak soyad karmaşasına takılmadan direk isimlere odaklanmak gerek, Makar ve Varvara arasında geçen mektuplardan oluşuyor kitap. Makar ve Varvara farklı ama birbirlerine çok yakın iki pansiyonda kalan fakir kişiler. Uzaktan da olsa akrabalar. Birbirlerine hem maddi hem manevi yardımda bulunuyorlar sürekli. Mektuplarında geçen sözler ise kanıtı... Aralarında biraz yaş farkı olmasına karşın seviyorlar birbirlerini ancak kavuşamıyorlar, bir açıdan fakirlik ve diğer taraftan da bu sevgiyi doğrudan dile getirmemiş olmaları. Buradan sonrası SPOİLER İÇERİR; Makar, her ne kadar 'sizi çocuğum gibi sevdim, yeter ki mutlu olun, zengin yaşayın ve fakirlikten kurtulun madem öyle' gibi ifadeler kullansa da aşıktı Varvaracığına, onunla kendisi evlenmek istiyordu, ama aşkı bencilliğinden üstün geldiğinden, onun için daha mutlu, daha refah bir hayat yaşaması olasılığını destekledi, karşı çıkmadı. Ne acı ki, her ikisinin de kalbi kırıktı her şey geri dönülmez olduğunda. Bu aşk mektuplaşmasının yanında bir de, dönemin halkının çektiği sıkıntıları, maddi zorluğu, insanların birbirlerini nasıl gördüklerini, ve insan psikolojisi ve davranışları çeşitlerini de konu alıyor. Dostoyevski'nin ilk kitabı imiş bu roman. Benim de Dostoyevski'den okuduğum ilk kitap açıkçası.
İnsancıklar
İnsancıklarFyodor Dostoyevski · İletişim Yayınları · 200762,4bin okunma
48 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.