Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

geceyarısı ekspresi

Entelektüel bir tartışmaya girmek âşık olmak gibidir. Öyle ki bittiğinde değişirsiniz, başka bir insan olursunuz. Karşınızdaki kişi de değişir tabii. Eğer fikrinizi gözden geçirmeye hazır değilseniz, kimseyle hiçbir konuda tartışmaya girmeyin. Sadece değişime açık insanlar gerçek anlamıyla münazara edebilir. Yoksa egolarımız zihnimizi kapatır. İllaki haklı olma arzusuyla konuşanlar asla diyalog kuramazlar.
Sayfa 234
Reklam
Çiçeklerin plastik güzelliği en az çiftin mutluluğu kadar sahteydi.
Sayfa 219
İkiyüzlü hissetti kendini. Kendisi ne bakire ne evli olduğu hâlde burada oturmuş bir başka genç kadının bekâret muayenesinin sonucunu bekliyordu; -mış gibi yapıyordu.
Sayfa 216

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
geceyarısı ekspresi tekrar paylaştı.
MANTIKLI :)
- Düğün ne zaman? - Ne zaman mı? Benim fikrimi sorarsanız, bugün nişanlanalım, yarın da evlenelim.”
Reklam
geceyarısı ekspresi tekrar paylaştı.
İyi bayramlar sevgili okurlar. Çok sevdiği 2-3 yakınını arayıp bayramın geriye kalanını kitaplarla geçirenler burada mı? Tam şimdi ne okuyorsunuz
Bir tiyatro oyununda aniden sözlerini unutuvermiş bir oyuncuydu sanki, dili dolanmıştı.
Sayfa 213
“Eğer bir gün aşık olursam kesin o kişinin beynine aşık olacağım” diye söz verdi kendisine. “Tipi ya da konumu umurumda değil, varsa yoksa aklı, zekâsı, birikimi.”
Sayfa 205
‘Diyalektik Yasası’. Yadsımanın yadsınması. Her ilke karşıtını yaratır, her karşıt kendi dogmasını.
Sayfa 204
Havva’nın Üç Kızı: Şirin, Mona ve Peri.
Şirin, Mona ve ben. Üçümüzdük işte: Günahkar, İnanan ve Şaşkın. Münkir, Mümin ve Mütereddit.
Sayfa 200
Reklam
Özgür olmanın tek yolu var: Alışıp kanıksadığımız, kolayımıza gelen Ben’i terk edebilmek! Göze alabilir misin?
Sayfa 197
geceyarısı ekspresi tekrar paylaştı.
Bu yüzden, baylar, ben bir atla sohbete gidiyorum, şaire hanım beni hoş görsün, profesör bağışlasın, bütün haftam dolu, bir dolu konuşma dinlemeliyim.
Keza katılabileceği yüzden fazla kulüp ve topluluk vardı ama o, Feminist Timi de dahil olmak üzere hepsinden uzak durdu. Okumak, ders çalışmak, Şirin’le ahbaplık etmek ve koşmak dışında hiçbir şeye zaman ayırmak istemiyordu. Oğlanlar dahil. Aşk, duyguların, uzuvların ve hormonların birbirine dolaştığı çetrefil bir düğümdü; ayrılmalar desen, ondan da beterdi. Zahmetli bir şeydi aşk. Yalnız, yabaniydi. Tek bir slogan bulmuştu kendine: Çalış, çalış, çalış!
Sayfa 177
Marx, Komünist Manifesto’yu Türkiye’de yazmış olsaydı, tezlerini tamamen değiştirebilirdi. Bizim buralarda burjuvazi, toplumu dönüştürmek yerine toplum tarafından sindirilmişti. Haliyle tutarsız, hatta kaypaktı. Hiçbir zaman bağımsız olmamıştı.
Sayfa 160
...ta ezelden beri, iksirlerinin reçetelerini unutmuş bunak bir büyücü gibi en olmadık kokuları birbirine katardı İstanbul: hoş esanslarla nahoşları, güzel ile çirkini maharetle harmanlardı.
Sayfa 146
2.144 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.