Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
RAB'DEN KORKUYOR MUYUZ?
Bu bölümün başlığı muhtemelen pek çok Hristiyan'ın üzerinde çok az düşündüğü önemli bir konuyu ortaya koyuyor. Üzerinde ne kadar da az düşünülse, bu (zarar görme pahasına göz ardı ettiğimiz) oldukça önemli bir konudur. Kutsal Kitap'ın Rab korkusu hakkında söyleyeceği çok şey vardır, ancak Hristiyanların büyük bir çoğunluğu bu kavramı
Sayfa 99 - GDKKitabı okudu
Kansız ayrılık oluyor mu?
1. Ayrılık sadece Emin olduğunuzda vermeniz gereken bir karardır. 2. İş işte, aşk ilişkide bulunur. 3. Birinin çöpü, diğerinin hazinesidir. 4. Sevgilinizden ayrıldıktan ya da terk edildikten sonra 5. Biten ilişkinin ardından sosyal medyadan gönderme yapmak para etmez. 6. Seviyorsanız ayrılmayın. 7. Bir yere varmayacak ilişkileri kayıtsız şartsız bitirin. 8. Beraber eğlenemediğiniz, sohbet edemediğiniz, gülemediğiniz insanlardan uzaklaşın. 9. Sessizce uzaklaşın. 10. Bitmeyen ayrılık acısı yoktur. 11. Yalandan iyiymiş gibi yapmayın. 12. Kimseye açıklama yapmayın. 13. Onu size hatırlatacak her şeyden, herkesten, her mekandan uzak durun. 14. Duygularınızın sadece sizi bağladığını kabul edin. 15. Tabii ki başkasıyla sevişecek. 16. Çivi çiviyi söker. 17. Olması gereken olur. 18. En iyi ilaç şarkılardır. 19. Beddua etmekten çekinmeyin. 20. Arkadaş kalmaya çalışmayın. 21. Sosyal medyadan fotoğrafları ilk silen, ipleri ilk atan siz olmayın. 22. Aramadan duramayacak gibi seni telefonunu silin. 23. Yeni bir ilişkiye başlamak için acele etmeyin. 24. Ve sonra bir sabah uyanacaksınız. Tamamen geçmiş olacak.
Sayfa 355Kitabı okudu
Reklam
"Devlet'ten Millete" genellikle gazetenin başyazısı idi. Başlarda Galip ağabey (Galip Erdem) yazıyordu. İlk sayı yazısı da ona aittir. Her ne kadar Galip ağabeyin tembelliğinden şikâyet etsek te Devlet'e en çok yazı yazanlardan birisi idi. Hem başyazıyı yazardı. Hem kendi sütununda Mektupları yazardı. Galip ağabeyi iyi yazı
GAZETENİN BİR HAFTASI: KÜBİTEM için tutulan daire Devlet gazetesinin en lüks bürolarından birisi idi. Apartmanın girişi Bayındır sokaktandı ama salonu Meşrutiyet caddesine bakardı. Üç oda ve bir salondan oluşan büronun bir odası sırf Dündar Taşer'e tahsis edilmişti. Dündar Taşer misafirlerini burada karşılar görüşür, sohbetlerini burada
Serkan Aykut
Serkan Aykut, Samsunspor’un kralıdır. 1999-00 sezonunu gol kralı olarak kapatmasının yanında Süper Lig’de attığı 188 golün 165’ini Samsunspor formasıyla kaydetmiştir. Türk futbol tarihin en büyük golcülerinden biridir Serkan Aykut. Bizim gibi Samsunsporlular içinse daha da özel biri elbette. Süper Lig’de oynadığı 336 maçta 188 gol atmış bir isim. Genel sıralamada 7. durumda; gol ortalaması olarak ise Tanju Çolak ve Metin Oktay’ın adından Aykut Kocaman, Burak Yılmaz ve Alex De Souza ile birlikte 3. sırayı paylaşıyor. Modern zaman golcüleri arasında ise 1. sırada yer alıyor. Ayrıca Tanju Çolak (24 Yaş 110 gün) ve Serkan Aykut (24 Yaş 239 gün) 24 yaşında 100. gollerine ulaşarak bunu başaran en genç isimler oldular.
Eflatun Kitaplar
İlk olarak ordunun desteğini alacağından kesinlikle emin olmak zorundaydı. 2 Şubat 1924’te Kâzım Karabekir, İsmet Paşa ile Milli Müdafaa Vekili Kâzım’ın (Özalp), İzmir’deki askeri tatbikatı izlemeye gittiklerini öğrenince şaşkınlığa uğradı. Genelkurmay Başkanı Fevzi de (Çakmak) onlara katılacağından, o da gitmeye karar verdi. Mustafa Kemal
Sayfalar: 467-468-469-470-471-472Kitabı okudu
Reklam
Kur’an sıklıkla Allah’ın, “istediğini saptırıp istediğini doğru yola sürdüğünü” söyler (2:26; 4:88; 4:143; 6:39; 7:178; 7:186; 13:27; 14:4; 16:93; 35:8; 39:23; 39:36; 40:33; 74:31). Bu cümle genellikle çoğu İngilizce mealde, “Allah istediğini yanıltır, istediğine doğru yolu gösterir” şeklinde çevrilir. Gramer bakımından iki okuyuş da doğrudur, çünkü adalla fiili iki anlama da gelebilir. Bir anlamı “birinin ya da bir şeyin rehbersiz kalmasına izin vermek”, diğer anlamıysa “birine ya da bir şeye yolunu kaybettirmek”tir. Arapça üzerine çalışan ünlü oryantalist Ignaz Goldziher, şiddetle ilk anlamın doğru olduğunu savunur: Bu tür ifadeler, Allah’ın ikinci gruptaki insanları doğrudan hataya yönlendirdiği ve yanlışa götürdüğü anlamına gelmez. Söz konusu fiil (adalla) bu bağlamda “yanıltmak” değil, “yanılmasına izin vermek”, yani birisini umursamamak, ona içinde bulunduğu zorluktan nasıl çıkacağını göstermemek anlamına gelir. “Biz onları (nadharuhum) azgınlıkları içinde bırakırız” (6:110). Kur’an’ın bu tabirine dayanarak çölün ortasındaki yalnız bir gezgini hayal edebiliriz: Bu gezgin bir o yana bir bu yana gider, sonsuz bir boşlukta sürüklenir, gideceği yeri, gerçek gayesini arar. Bu gezgin, hayat yolculuğundaki insandır.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.