Ansızın ortaya çıkan bir acı, doğru dürüst kuramadığım hayallerimden oluşan koskoca dağlar, güçten düşmüş bir kelebeğin kanatları gibi ileri geri yalpalanan hayatım..
“Eh işte, günler birbirini kovalarken, kışın ardından bahar, yazın ardından güz derken, usul usul, parça parça, bölük bölük aktı, geçti gitti, çekildi yani, çünkü dipte her zaman bir şeyler kalır, ne bileyim..bir ağırlık, şurada, göğsün üstünde!"
Sen beni bir çölden aldın uçsuz bucaksız mavinin içine, bu denize getirdin. Sonra beni bu küreksiz sandalda bıraktın gittin. İşte şimdi benim yazdığım bu yazılar bu şiirler boğulduğum denizinde attığım kulaçlardır. Yazdıkça biraz daha nefes alıyorum. Daha derine inersem ölürüm, yazmayı bırakırsam nefessiz kalırım.