Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
8.bölüm
İnsan denilen yaratığın zihinde yer etmiş olan; kendi renginin, inancının ve siyasetinin en doğrusu, en iyisi olduğuna ve dünyanın 4.01 yanına dağılmış diğer tüm insanların kendisinden daha talihsiz konumlara sahip olduğuna inanmasını sağlayan o yaygın dar görüşlülüktür.
ATSIZ'DA DİL VE EDEBİYAT Dil: Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü mezunu olan ve bitirme tezini, Osmanlı döneminde sade Türkçe akımının öncülerinden Edirneli Nazmi'nin Dîvân-ı Türkî-i Basît'i üzerinde yapan Atsız'ın dil konusundan uzak kalmayacağı ve bu konuya sık sık temas edeceği açıktır. Onun, Türkçe konusundaki düşüncelerine
Reklam
4. Bölüm, Sevginin Uygulanması
Sevgi ve normal yaşamın ancak soyut anlamda bağdaştırılamayacağına inanıyorum. Kapitalist toplumun ardındaki temel ilkeyle sevginin temel ilkesi bağdaşamaz. Fakat çağdaş toplum görüntüsü çok karmaşık bir olaydır. Örneğin, yararsız bir malın satıcısı ekonomik işlevi için yalan söylemek zorundadır; ancak becerikli bir işçi, kimyacı ya da fizikçi
Sayfa 148
4. Bölüm, Sevginin Uygulanması
Kapitalist öncesi toplumlarda mal alışverişleri ya doğrudan zorla, ya gelenek aracılığıyla ya da arkadaşlık, sevgi gibi kişisel bağlarla gerçekleşmekteydi. Kapitalizmde ise belirleyici öğe pazardaki alışveriştir. Her birey pazar koşullarında almak istediği bir şeyi alabilmek için satacağı malı zor ya da hile kullanmadan değiştokuş etmelidir. Dürüstlük ahlakı Altın Kural ahlakıyla çatışır. "Başkalarına sana davranılmasını istediğin gibi davran" genel kuralı, "Başkalarıyla yaptığın alışverişte dürüst ol" kuralıyla karıştırilabilir. Aslında bu sözün çıkış noktası İncil'deki "Komşunu olduğu gibi sev," sözüdür. Buradaki "komşunu sev" sözünün anlamı, komşuna karşı sorumlu ol ve onunla bir ol, demektir. Buna karşı dürüstlük ahlakı sorumlu hissetmemeyi, uzak ve ayrı olmayı önerir. Anlamı şudur "Komşunun haklarına saygılı ol ancak onu sevme." Altın Kuralın günümüzde en çok rastlanan dinsel kural olması şaşırtıcı değildir; dürüstlük ahlakına uygun olarak yorumlanabilen herkesin anlayıp uygulamaya istekli olduğu dinsel bir kuraldır. Ancak sevginin uygulanması için dürüstlük ve sevgi arasında ayrım yapılmalıdır.
Sayfa 147
4. Bölüm, Sevginin Uygulanması
Sevme sanatının tartışması bu konuda tanımlanan özelliklerin birey tarafından kazanılıp geliştirilmesi alanında sınırlandırılamaz. O sosyal alana sıkı sıkıya bağlıdır. Eğer sevmek herkese karşı seven bir tutuma sahip olmak demekse, bu nitelik kişinin yalnız aile ve arkadaş ilişkilerinde değil işinde, mesleğinde de var olmalıdır. Kişinin sevgisinde yakınlarına ve yabancılara diye bir ayrım yoktur. Birincinin varlığı için ikinci gereklidir. Fakat bunu içtenlikle anlamak kişinin sosyal yaşamında alışılagelenden uzaklaşmayı gerektirir.
Sayfa 146
4. Bölüm, Sevginin Uygulanması
Sevme sanatı için mutlak gerekli olan ve şimdiye kadar sadece değinilen ama açıklanması gereken temel bir tutum vardır: eylem. Önceden de belirttiğim gibi eylem bir şey yapmak değil, kişinin güçlerini verimli kullanmasıdır. Sevgi bir eylemdir. Seviyorsam sevdiğim kişiyle devamlı olarak etkin bir ilgi içindeyimdir, ancak yalnız onunla da değil. Eğer tembelsem, devamlı uyuyorsam, çevik ve hareketli değilsem sevdiğim kişiye kendimi etkin olarak veremem. Uyku hareketsizlik için uygun olan tek durumdur. Günümüzdeki insanların ikilemi uyanıkken yarı uykuda, uyuyorken yarı uyanık olmalarıdır. Tam anlamıyla uyanık olmak sıkıcı olmak demektir; gerçekten de sıkılmamak sevmenin temel koşuludur. Düşünce ve duyguda gün boyunca etkin olmak, zaman öldürücü olmaktan kaçınmak sevme sanatı için zorunludur. İnsan yaşamını sevme konusunda verimli, diğer konularda verimsiz olarak ayırabilmek düştür. Üretkenlik böyle bir işbölümüne izin vermez. Sevebilme yetisi yaşamın tümünde verimli ve etkin çalışmanın sonucu kazanılan yoğunluk, uyanıklık ve canlılık gerektirir. Diğer konularda üretken olmayan kişi sevgide de üretken olamaz.
Sayfa 146
Reklam
4. Bölüm, Sevginin Uygulanması
Kişi ayrıca bilinçli olarak sevilmemekten korkan birinin aslında bilinçaltında sevmekten korktuğunu fark etmelidir. Sevmek, kendini karşılıksız olarak adamak, sevgimizin sevilen kişide de sevgi oluşturacağı ümidini taşımak demektir. Sevgi bir inanç eylemidir, inancı az olanın sevgisi de azdır.
Sayfa 145
4. Bölüm, Sevginin Uygulanması
İnanç ve cesaretin uygulaması günlük yaşamdaki ufak detaylarla başlar. İlk adım kişinin nerede, ne zaman inancını yitirdiğini fark etmesi, bu inanç yitimini doğrulamaya çalışan usa vurmaları gözden geçirmesi ve yine kişinin ne zaman korkak davrandığını fark etmesidir. Her inanç kaybının kişiyi güçsüz kıldığını, bunun ise yeni inanç kayıplarına neden olduğunu ve bu kısır döngünün süregittiğini kişi fark etmelidir.
Sayfa 145
4. Bölüm, Sevginin Uygulanması
Aslında inanç her saniye uygulanabilir. Bir çocuğu yetiştirmek, uykuya dalmak, herhangi bir işe başlamak hẹp inanç gerektirir. Ancak biz bu tip inanca sahip olmaya alışığızdır. Eğitim, kök anlamını taşır, yani öncülük etmek gizli gücü açığa çıkarmaktır, buna sahip olmayanlar çocuklar hakkında çok endişeli olmaktan, uyuyamamaktan ya da iş yapamamaktan şikâyetçidirler. Toplumun görüşüne ters ya da beklenmeyen olayların çürüttüğü, ünlü olmayan fikirleri desteklemek için inanç ve cesarete gerek vardır. Zorluklara, aksilik ve üzüntülere meydan okumak, onları bize verilen haksız bir ceza olarak görmemek bizi güçlü kılar. Bunun içinse inanç ve cesaret gerekir.
Sayfa 144
4. Bölüm, Sevginin Uygulanması
İnançlı olmak cesur olmayı, tehlikeye atılabilmeyi, acı ve düş kırıklığına hazırlıklı olmayı gerektirir. Emniyet ve güvenliği yaşamının birinci koşulu sayanlar inançlı olamaz. Kendini koruma sistemleri içine hapseden, mal mülk edinmenin emniyet i olduğunu sanan kişi kendisini bir tutukluya dönüştürür. Sevilmek ya da sevmek, çok önemli bazı değerleri düşünmek ve bu değerler için her şeye son verecek adımı atmak için cesaret gerekir. Bu cesaret Mussolini'nin ünlü "Tehlikeli yaşamak" sözündeki cesaretten farklıdır. Kastettiği cesaret nihilist bir cesarettir. Bu da yaşama karşı yıkıcı bir tavır alma üzerine temellenir, kişi yaşamı sevemiyorsa ondan kolayca vazgeçebilmelidir. Ümitsizlikten doğan cesaret, sevgiden doğan cesaretten farklıdır; ...
Sayfa 144
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.