6 Ekim 1945 Bulutlar geçiyor : haberlerle yüklü, ağır. Buruşuyor hâlâ gelmeyen mektup avucumda. Yürek kirpiklerin ucunda uzayıp giden toprak uğurlanır. Benim bağırasım gelir : — «P î r â y e , P î r â y e !...» — diye...
Mısırlı kardeşim, biliyorum, biliyorum, istiklal otobüs değil ki birini kaçırdın mı, öbürüne binesin... İstiklal sevgilimiz gibidir aldattın mı bir kere zor döner bir daha.
Reklam
Memet, ben dilimden, türkülerimden, tuzumdan, ekmeğimden uzakta, anana hasret, sana hasret, yoldaşlarıma, halkıma hasret öleceğim, ama sürgünde değil, gurbet ellerde değil, öleceğim rüyalarımın memleketinde, beyaz şehrinde en güzel günlerimin. Memet, yavrum, seni Türkiye [....... .......]'ne emanet ediyorum.
Hoşça kal. Belki yine gelirim. Belki ömür vefa etmez. Ama bilirim, gün olacak, bilirim, senden bize, bizden sana misafir gidilip gelinecek, bir bahçeden bir bahçeye geçer gibi.
Yoldaşlar, ölürsem o günden önce yani, ---öyle gibi görünüyor--- Anadolu'da bir köy mezarlığına gömün beni ve de uyarına gelirse, tepemde bir de çınar olursa taş maş da istemez hani...
Sen tarlasın ben traktör, sen kâğıtsın, ben-yazı makinası; karım, oğlumun anası, sen türküsün, ben---cura. Ben nemli ılık bir lodos gecesiyim sen rıhtımda dolaşan kadınsın, bakıyorsun karşıdaki ışıklara. Ben suyum, sen---içensin. Ben yoldan geçenim sen bana el etmek için pencereni açansın.
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.