"Doğa, Stevens. Geçen gün doğanın mucizelerinden söz ediyorduk ya seninle. Sana katılıyorum, bizi çevreleyen o eşsiz güzelliklere fazlasıyla kayıtsız kalıyoruz."
"Evet, efendim."
"Yani, bütün bu tartıştıklarımız. Antlaşmalar, sınırlar, tazminler, işgaller... Oysa Tabiat Ana kendi bildiğini okuyor. Bunu böyle düşününce gülünç geliyor, sence de öyle değil mi?"
"Evet, gerçekten öyle efendim."
" Düşünüyorum da, belki her şey daha iyi olurdu, Yüce Tanrı bizi -ne bileyim- bitkimsi bir şey olarak yaratsaydı. Yani toprağa sıkı sıkı gömülmüş olarak. O zaman savaşlara, sınırlarla ilgili bu saçmalıkların hiçbir önemi olmazdı."
Teknolojik gelişim süreci bir katedral inşa etmeye benzer. Yüzyıllar boyunca yeni insanlar gelir, her biri eski temellerin yeni taşlar ekler ve her biri "Bir katedral inşa ettim," der. Ertesi ay, önceki taşın üstüne bir yenisi eklenir. Sonra bir tarihçi çıkar ve "Pekâlâ, bu katedrali kim inşa etti?" diye sorar. Eğer dikkat etmezseniz en önemli kısmı yaptığınızı düşünerek kendinizi kaldırabilirsiniz. Ama gerçek, her katkının bir önceki işin ardından geldiğidir. Her şey diğer şeye bağlıdır.
Yeniliği başarılı bir ürüne dönüştürmek için en azından şu üç şeye sahip olmak gerekir. Harika bir fikir, bunu uygulayacak mühendislik becerisi ve işletme bilgisi (artı iş bağlama ruhu). Nolan Bushnell yirmi dokuz yaşında bunların üçüne de sahipti. Bu yüzden bilgisayar oyunları endüstrisini kuran kişi olarak tarihe Bill Pitts, Hugh Tuck, Bill Nutting ya da Ralph Baer değil, o geçti. "Pong'u yapmış olmamızdan gurur duyuyorum ama bu işi finansal anlamda yürütebilmiş olmaktan daha çok gurur duyuyorum" dedi. "Oyunu yapmak kolaydı. Zor olan para yokken şirketi büyütmekti."
Dünyadaki yaşam, bir Tanrılar Okulu'dur. Karışıklık, şüphe, kargaşa, kriz, kızgınlık, umutsuzluk ve acı, tümü büyümek için yararlanılması gereken mükemmel fırsatlardır.
Bilgi, insanın devretmesi mümkün olmayan, vazgeçilmez malıdır. En az insan kadar eskidir. Bir gün, ekleyecek bir şey olmadığını, aksine... bilmek için, elenmesi gereken çok fazla şey olduğunu anlayacaksın.