Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ünsüz Düşünür

Ünsüz Düşünür
@Alieyvaz
27 okur puanı
Aralık 2017 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
Karanlık Çağ'da ortadan yok olan tek şey düzen değildi. Roma' yı merkez olarak seçen Hristiyanlık aleminin batı kolu, ilk zamanlarda Roma imparatorluğu'na ğlkğ ve bilgi aşılamıştı. Oysa sonradan, psikoposların çoğu ve manastırları yöneten başrahipler altına ve ihtişama, ahlaklı olmaya ve eğitime verdikleri değerden daha fazla değer vermeye başladılar. Psikoposlar siyasetle meşguldüler,öyle ki sık sık savaşlara katılıyorlardı. Savaşlarda kılıç yerine gürz taşıyorlardı, çünkü din adamı olarak, kan dökmelerine izin yoktu ama kafataslarını özgürce parçalayabiliyorlardı.
Reklam
Tek başına yaşayan köylüler kanallar tasarlayamaz, kazamaz ve kanalların bakımını yapamazdı. Kazı işini yürütecek ve çölden gelen haydutları uzaklaştıracak şeflere gereksinimleri vardı. Dolayısıyla bütün büyük kentlerde bir şef ortaya çıktı. “Büyük insan” olarak adlandırılıyorlardı, vergi toplayıcıları, yargıçları ve kanal denetçileri vardı. Bazen tüccarlar ve zengin toprak sahipleri büyük insana kendi isteklerini bildiriyordu, oysa köylülerin, işçilerin ve kölelerin hiç söz hakkı yoktu. Bir Sümer sözü şöyle der: “Yoksulun gücü yoktur.”
Bir başkası üzerinde mutlak iktidar olan köle sahibinin kölelerine uygulayabileceği güç kendisine uygulayabileceğinden daha fazlaydı ;çünkü köle sahibinin intihar etme hakkı yoktu. İnsan yaşama hakkını kaybedecek şekilde davranarak köle oluyordu.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
O zaman düşündü ki insanlar yalnız kendi saadetlerini iyice duymak için yalnız başkalarının felaketlerini arar ve hodbinliklerinin böyle bazı nevilerine fazilet ünvanı vererek mesela aldatılan bir kocayı ikaz etmeyi ahlak addederler.
Sayfa 126Kitabı okudu
Muhalefete karşı gerçek güç tamamıyla Mustafa Kemal'den yana olan orduydu. ama Mustafa Kemal bu güçten yararlanmıyor kendisine düşman olan ittihatçılar ortamındaki kişileri ve meclisteki muhalifleri inandırmaya ve bunların en iyilerini kendi safına çekmeye çalışıyordu.
Sayfa 155Kitabı okudu
Reklam
Çoğu zaman Anadolu'nun ücra köşelerinden çeşitli hayvanlar getirip hediye ediyorlardı. Elçiliğimizde adeta koca bir hayvanat bahçesi meydana gelmişti bunların arasında ayı yavruları kanatları kırılmış Kartallar Keklikler cins cins kediler köpekler vardı. Elçiliğin idare amiri ayı yavrularının Kiler odasına bitişik tahta bir kulübeye
Sayfa 116Kitabı okudu
İngiltere'nin sanayinin beşiği olmasının bir çok nedeni vardır. Bilim geleneği, Protestan çalışma ahlakı, alışılmamış ölçüde yüksek bir dinsel hoşgörü, kömürün bolluğu, yollarsan ve kanallardan oluşan etkin ulaşım ağları, İngiliz girişimcilere mali kaynak sağlayan imparatorluk meyveleri. Fakat İngilizlerin benzersiz çay aşkı da, yeni sanayi kentlerinden hastalıkları uzak tutarak ve uzun vardiya sürelerinde açlığı yatıştırarak kendi rolünü oynadı. İlk fabrikalarda çay, işçileri ateşleyen içkiydi;fabrikalar ise, hem insanların hem makinelerin kendilerince buhar gücüyle çalıştıkları yerlerdi.
Sayfa 195Kitabı okudu
Kahvenin çekiciliğini artırıcı bir özelliği de, yeni bir içecek olmasıydı. Yunanların ve Romalıların bilmediği bir içkiydi;onların bilmediği bir içkiyi içiyor olmak, on yedinci yüzyıl düşünürlerinin eski dünyanın sınırlarının ötesine geçebildiklerini vurgulamalarının bir başka yoluydu. Kahve büyük ayıltıcıydı, açık fikirliliğin içkisiydi, modernliğin ve ilerlemenin simgesiydi- kısaca Akıl Çağı için ideal içecekti.
Sayfa 136Kitabı okudu
Fazla yiyeceği ambarda saklamak, gelecekte olası bir yiyecek kıtlığına karşı alınan bir önlemdi;bunun bir yolu da, Tanrılardan iyi hasat dileğinde bulunulan dinsel ve rituel faaliyeti. Bu iki faaliyet iç içe geçince, fazla yiyecek depoları tanrılara adak olarak görülmeye başlandı ve ambarlar tapınak haline geldi.
Birinin sağlığına, mutluluğuna ya da öbür dünyaya güvenli geçişine ya da bir projenin başarısına kadeh kaldırma pratiği, alkolün doğaüstü güçleri çağırma gücüne sahip olduğuna dair eski düşüncenin modern yansımasıdır.
Reklam
Osmanlı imparatorluğu'nun ilk büyük aydın kaybı Çanakkale'de oldu. Yüzlerce yetişmiş aydın savaşta öldü,öteki savaşlar daha sonraki yıllarda geriye kalanların bir bölümünü daha aldı. İkinci bir kayıp imparatorluk parçalanınca ondan kopan topraklarda kalan Aydınlardı. Son olarak "Ankara" Egemen duruma geldiği zaman "İstanbul" aydınları bir ölçüye kadar saf dışında tutuldu. Bürokrasi aynı düzeyde kayıplara uğramadı, aşırı fire vermeden yeni devletin yapısına aktarıldı. Böylece yeni devletin merkezinde yeniden bir bürokratik küme oluştu. Atatürk'ün orta yaşlı yardımcılarına pek de entelektüel nitelikte demek elde değildir. Bundan dolayı Atatürk başlamış olan bir akımı bir kuşak ara ile yeni bir ortamda canlandırmak sorunuyla karşılaşıyordu. Bilim üstünde tekrar tekrar durmasını bu açıdan görmek gerekir.
Sayfa 198Kitabı okudu
Osmanlıların en güçlü olduğu ve koruyucu baba olarak Sultan imgesinin elle tutulur bir ekonomik gerçeklik taşıdığı sırada bile saray, resmi görevliler ve siyasa, halk takımının uzak durduğu ürkütücü şeylerdi. Siyaset sözcüğü Türkçede, yönetim sanatı, bilgisi, siyasa anlamına geliyor bugün ;ama daha eski dilde siyaset, devlet nedenleri yüzünden verilen ölüm kararı anlamına da geliyordu. 1968 ve 1969 da gerçekleştirilen bir araştırma, köylüler için siyaset sözcüğünün anlamlarından birinin hala bu olduğunu ortaya koymuştur.
Mağduriyet ve mazlumiyet, elem ve ızdıraplar daima bir kurtuluş arar;mağdur ve mazlumlar daima bir kurtarıcı bekler ve onun geleceği ümidiyle teselli bularak yaşar. Dinlerin bir çoğunda kurtarıcıyı bekleyiş bulunur.
Cahil birinin bir kez yaptığını bütün cahiller her zaman yapabilir. Çünkü cehalette hiyerarşi yoktur.
Çoğu kez uykusuzluk öznel zaman yokluğunun doğrudan sonucudur. Görev tamamlanıp işgünü iyi bir uyum içerisinde geçtiğinde iç denetim merciimiz olan üstbenlik genellikle komut vermeyi bırakıp, uykuya izin verebilir. Ama herkesin her zaman daha fazla iş yapabilmek zorunda olduğu bir çalışma düzeninde üstbenlik pusulasını şaşırır. İtki biyolojik olmadığı için, bizleri pusulamızı şaşırtan herşeyin hizmetine sokmaya meyillidir. İtki sarsar... İnsanın kendisini unutmasına da yol açar. Böylelikle gün içinde "kendimize" zaman ayıramayınca, zamanı gece vakti kullanırız... Uyumayacak. Uykusuz insanların çoğu varoluşlarının kayıp zamanının peşine düşmüş kimselerdir.
91 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.