Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Muhammed Alperen Varol

Muhammed Alperen Varol
@Alperen_n
Okur
11 okur puanı
Şubat 2024 tarihinde katıldı
96 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Elifce
ElifceMuhammed Alperen Varol
7/10 · 12 okunma
Reklam
208 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Filistin Dramı'nın Düşündürdükleri
Filistin Dramı'nın Düşündürdükleri
Kadim ve mübarek bir İslam beldesi olan “Filistin” in elli yıldan beri maruz bulunduğu itsaf (jenosit) menhus Yahudi emellerini anlamak ve doğru teşhis etmek için en zengin bir müşahede yekunu teşkil etmektedir. Elinizde tuttuğunuz eser bu teşhisle birlikte yaygın bir zehab olan “Arab İhaneti” arugalatası ve son günlerin eseri “Büyük Ortadoğu Projesi” ni tarihi vakıaların ışığı altında ve müslümanca tarihi vakıaların ışığı altında ve müslümanca değerlendirmektedir.
Filistin Dramı'nın Düşündürdükleri
Filistin Dramı'nın DüşündürdükleriKadir Mısıroğlu · Sebil Yayınevi · 2017218 okunma
160 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
İthaflı Fıkralar
İthaflı Fıkralar
Bu eserin yazarı, ciddi bir davanın takipçisi bulunmasından dolayı gençlik yıllarından beri latifeyi soğuk karşılamış olmakla itham edile gelmiştir. Buna rağmen o'nun da icabında sohbetlerini fıkralarla süsleyip takviye ettiği bir gerçektir. Ancak sırf fıkra anlatmış olmak için bir fıkra nakletmek o fıkrayı boşlukta, yani muallak kılacağından onu bir fikir zemininde kullanmak lazım geldiği hususundaki müdir görüş icabı olarak bu eserdeki fıkralar bir ithaf ile makul bir zemine oturtulmak istenilmiştir. Bundan dolayı onlara İthaflı Fıkralar ismi verilmiştir.
İthaflı Fıkralar
İthaflı FıkralarKadir Mısıroğlu · Sebil Yayınları · 200570 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"Küllü emrin merhumun bi zamanihi" (Her oluş bir zamana rehnolunmuştur.)
Tam o sırada yolcu: "-Eyvahlar olsun! Heybemi sizin harmanın kenarında unuttum. Dönüp onu almalıyım." demiş. Şeyh, gâyeleri karşısında heybenin hiç bir kıymeti olmayacağı yolunda dil döktüyse de yolcu: "-Hayır olmaz! O heybede benim ekmeğim, peynirim var. Yol azığımdır, ille geri gidip onu almalıyım." deyince şeyh demiş ki: "-Bak ben evimi, harmanımı bıraktım. Sen bir heybenden vazgeçemedin... Himmet peşinde koşan adam böyle olmaz. Var git heybeni al da geriye evine dön. Zîrâ himmet sahipleri bir heybeden vazgeçemeyen adama el etek öptürmezler, mânen himmet etmezler!." Not: Müridlik iddiasındaki herkese ithaf olunur
Reklam
Afet-i gamdan aceb Dünyada kim azadedir! Herkesin bir derdi var madem ki ademzadedir
Sonbaharı çok severim. Tabiat hüzün ve melâl yüklüdür. Her fani varlığın ölümün lezzetini tadacağı yolunda ki ayet-i kerime gönlümde fırtınalar estirir.
Her nedense Türkler, hac ibâdetini îfâ etmeyi ihtiyarlıklarına kadar tehir ederler. Halbuki hac, meşakkatli bir ibâdet olduğu için onun gençlikte îfâsı daha doğrudur
-Sen ne diyorsun akrabal Ne bir iyiliğil Benim her kötülüğümün mukabilinde bir iyiliğim vardır." deyince akrabası sormuş: "-Yahu nedir o iyiliklerin? Ölmeden çabuk söyle de konu komşuya karşı biz de mahcûb olmaktan kurtulalım." diye sormuş. Hırsız değirmenci: "-Yahu sen aptal mısın? Düşünmüyor musun ki; kimin ne kadar zahiresini çaldımsa dönüşte eşeğinin yükünü o nisbette hafiflettim! Bu, az bir iyilik midir?!." Not: İslâm'da reform yapmaya cür'et eden bir kısım " ekran vaiz'lerine ithaf olunur.
Reklam
Herkesin bildiği bir gerçek şudur ki, «Bir musibet bin nasihattan yeğdir.»
Türkmenistanlı bir genç çıkmış ve: "-Bir dakika beylerl Siz Türkiye'den gelmiş olmalısınız, öyle değil mi?" Hilmi bey ve arkadaşları: "Evet" cevabını verince Türkmenistanlı genç: "-Size bir sual sorabilirem mi?" demiş. Onlar da: "-Buyur, sor!" demişler. Türkmenistanlı genç: "-Türkiye'de hatun
"-Hoca Efendi" dedum. "Hakkunu bana helâl et. Ben geçen hafta sağa (sana) kızdum. İçimden biraz söylendum. Yüzüm tutup âşikâre söyleyemedum. Lakin bizim karı senin deduğuni yapmış. Her günda suyu artırurmuş. Çünkü artuk sütümüz müşterilere yetmeyi. Bu ne iştir ki; helâlini süt olarak satamaduk. Yoğurt yaptık gene satılmadi. Peynir desen öyle!.. Şimdi südü yari yariya su doldurduk gene da yetiştiremeyruk. Bunun sırrı nedur?" Der bağa ki: "-Oğul Helâl mal helâl paraya gider. Millette helâl para kalmadı ki; senin malun temiz iken gelip ona müşteri olacak idi. Ne zaman ki; ona bol bol su kattun, helâliyyetini sakatlattun, öyle da parası sakat olanlar geldi seni buldi. Sesuni cikar ma Bu zaman boyledur." Beklediğim arkadaş gelmiş olaydı belki de bu hikâyeyi sonuna kadar dinleme imkânım olmayacak ve gerekli dersi alamayacaktım. Lakin o gecikti. Ben de ister istemez kulak misafirliğimi sonuna kadar devam ettirdim. Adam, arkadaşına bu hikâyeyi anlattıktan sonra diyordu ki: "-Bu düzen haram üzerine kurulmiştur. Biz ayak uydurduk rahata kavuştuk. Lâkin âhrette ne edecoğuk bilmem!" Arkadaşı mütevekkilâne başını sallayarak: "-Oni düşünen mi var?" dedi. Ne yapalım, bu sütçü gibi yaptığı işten henüz rahatsızlık du yacak kadar vicdan muhasebesi sahibi olanların mevcûdiyetine mi sevinelim yoksa, ekseriyetin bir kör dövüşü hâlinde önünü göremeden koşuşturmasına mı acıyalım, bilemem!
128 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.