Alperen
@Alperenmntr
Yüreğini başkalarının kederine ve çaresizliğine kapat. Çünkü hiç kimse senin için aynısını yapmayacak.
Öğrenci
Türkçe Öğretmenliği
59 okur puanı
Aralık 2022 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitaplar
Okuma Hedefleri
216 syf.
10/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Okur Takip Önerileri
"İkinci kez yaşıyormuş ve ilkinde yanlış davranmışsınız gibi yaşayın." (Victor Franki, 1905-1997)
Sayfa 64Kitabı okudu
SANDVİÇ: Bir kumarbazdan dolayı, "ekmek dilimlen arasına envaiçeşit gıda konularak hazırlanan yiyecek olan "sandviç" adı doğmuştur. John Montagu, "Sandwich" adında bir kasabanın dördüncü kontudur. Bu adam, kumara ara vermemek adına masasına dilimlenmiş ekmek ve et parçaları getirtiyormuş. Bu şekilde yediği yemek daha sonra yayılarak "sandviç" adıyla tanınmış. Türkçede de "sandviç"e benzer bir yiyecek olan "sokum" vardır. Eski Türkçedeki "sokım" kelimesinden gelir. Kökü "sok-" fiilidir ve türemiş hâli "bir şey sokulabilecek kadar yer" anlamına gelir.
Sayfa 53Kitabı okudu
ROMAN: "Kurmaca veya gerçek olaylara dayanan uzun edebî tür" anlamındaki "roman"ın kökeni "Roma" şehrine kadar dayanır. İlk başlarda "halk dilinde yazılan hikaye/ şiir" gibi anlamlarına sahip olduğu için "Roma'ya özgü" manasına da gelebilen "roman" adı verilmiş. Bir şiir türü olan "romans" ve "romantizm, romantik" kelimeleri de aynı kökten türemiştir.
Sayfa 46Kitabı okudu
İki" kelimesi üç harfli, "üç" ise iki harfli olduğuna göre "heterolojik"tir. "Dört" kelimesi "dört" harfli olduğuna göre buna da gönül rahatlığıyla "otolojik" kelime diyebiliriz.
Sayfa 36Kitabı okudu
Bu arada, şu an o kokuların şişelenip rahatça kullanmamızı sağlayanların başında İbn Sina gelir. Ünlü tıp bilgini İbn Sina, buhar damıtmasını ilk geliştiren kişidir. Bu yöntem de parfümün uzun süre saklanmasını sağlamıştır. 1150 yılında bu yöntemi kısmen geliştiren Avrupalılar, damıtma kabından çıkan sıcak buharı soğutmuş ve önemli üretim artışı sağlamıştır. Alkolü damıtmayı başaran ve "eau de toilet" olarak bilinen alkollü parfümlerin yaygınlaşmasına bir derece vesile olan Er Râzî'yi de unutmamak gerek.
Sayfa 25Kitabı okudu
Bir zamanlar etrafı yüksek duvarlarla çevrili, fakat sadece tek kapısı olan bir şehir vardı. Günlerden bir gün, vahşi ve korkunç bir dev gelip bu kapının tam önüne yerleşti. Kimse ne içeri girebiliyor ne de dışarı çıkabiliyordu. Ne zaman biri yaklaşmaya kalksa, dev ayağa kalkıp büyük bir sopayı sağa sola sallıyordu. Sonunda, kralın kendisi devin karşısına çıkmaya karar verdi. Ona doğru birkaç adım attı, ama dev birden. ayaklarının üzerine sıçrayıp kulakları sağır edercesine kükredi. Kral bir an durakladı, fakat sonra bir adım daha attı. Dev yine kükredi, ama kral yürümeye devam etti. Sonra birden garip bir şey fark etti: Deve yaklaştıkça, dev gitgide küçülüyordu. Öyle ki, yanına vardığında devin boyu artık küçük parmağı kadar kalmıştı. Kral o zaman, eğilerek devi yerden aldı ve avucunun içine koydu. "Kimsin sen?"dedi ona. Dev de dedi ki: "Benim adım korku."
Sayfa 30
Bir kez kendini bulmuş olan birinin bu dünyada kaybedecek hiçbir şeyi yoktur artık. Ve kendi içindeki insanı anlamış olan biri, bütün insanları anlar.
Sayfa 112Kitabı okudu
