Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Sezgin

Sezgin
@Altaybeyi
“Âkıbetin hayr ola”
Lisans
Sakarya
Dünya
8 okur puanı
Mayıs 2020 tarihinde katıldı
Taş Gazeli
Taş taş değil bağrındır taş senin, Nereni nasıl yaksın söyle bu ateş senin.. Osman Sarı
Reklam
Taş taş değil bağrındır taş senin Nereni nasıl yaksın söyle bu ateş senin Bir katılıktır dinamit söker mi yürekleri Başın bir kez bu kalbe çarpmasın ey taş senin Kazmayı kayalara değil kalplere vur ey Ferhat niçindir kırdığın bunca taş senin Anne seninle bağrın döğer gider mi acı Hanidir Ferhad’dan aldığın ders taş senin Sen de mi taşla bir oldun ey sevgili İşitmez oldun beni kalbin taşdan taş senin... Osman Sarı
“Derd ü belâ kemend-i mahbübdur;” der eskiler. Dert ve bela, sevilenleri çekmek için atılan kementtir. Gül habercisinin diken olduğunu unutmamak lazım.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Ben öyle bilirim ki yaşamak; berrak bir gökte çocuklar aşkına savaşmaktır.
Sevgilim Hayat
Yüzüme bak ve yüzümü hırpala yüzümü değiştir, dağlı bir anlatım bırak sen her hafta oğlunu leğende yıkayan hayat yaban, diri memelerinden ısırmak dudaklarındaki tuzu dudaklarıma almak için çok oldu tepelere vurdum kendimi bulutlara karıştım ve karanlık kahvelerde tıraşı uzamış adamlardan huylarını öğrendim senin. Mahmur bir tohumdun delikanlı
Reklam
Ben savaşarak senin bulanık saçlarından tutp kibirli güzelliğini çıkartıyorum ortaya dünya kirletilmez bir inatla dönüyor altımıza yıldızlar seriliyor yüzüm suya davranıyor koşaraktan. ve inzal.
Azrulayıp seni deyu gelmişem İster öldür ister âzâd et meni Bu dergâhda ben muhalled kalmışam İster kurtar ister bîdâr et meni
Ve'd-duhâ" güneşi yüzündür dilber Nûr-ı Muhammedi özündür dilber Mantık-ı Mesîhâ sözündür dilber Ka'be-i hüsnünde âbâd et meni Salih Baba
Ben beni tanıyıp bilmeden evvel Hak emretti, ben bir cennete sığındım;baba Orada mütedim dolduğu vakit dokuz aylık bir mekana sığındım Bir bahçedeydim dikensiz gülsüz Oturdum aylarca ağızsız dilsiz Bir gün yolcu oldum servetsiz malsız İşte geldim bu cihana sığındım Ben müslüman doğdum Elhamdülillah Şehadet getirdim la ilahe illallah Ümmetinim dedim ya Resulullah Haktan gelen o sultana sığındım Bu yolda yürüdüm didindim koştum Ne yoruldum ne bir yağna ulaştım Derken bir kitaptan bir yaprak okudum Haktan gelen o sultana sığındım Geceleri gündüzleri var eden Güneşi ayı yıldızları var eden Maksudum ver Ey bizleri var eden Ben Seni hak bildim Sana sığındım.
“Bu ağıdı öldüğün için söylemiyorum. Sen ölmedin Rüveyda; at vuruldu, ben öldüm.”
Reklam
Açılır bahtımız bir gün Böyle baktıkça batmaz ya, Sebepler halk eder Hâlik Kerem bâbın kapatmaz ya Benim Hakk'a münâcâtım Değildir rızk için haşa! Hüdâ Rezzak-ı âlemdir Rızıksız kul yaratmaz ya...
Tasfiye-i kalp: Kalp et parçası değil, o et parçasına tevdî edilmiş bir hakikat-ı mâneviyedir. Biz ona gönül diyoruz, insanın gönlünün de sâfîleştirilmesi lazım. Şairin birisi; Sür gider ağyârı dilden tâ tecellî ede hak. Padişah konmaz saraya, hâne ma'mûr olmadan. (Yabancıları, mâsîvallâhı,gayrullâhı,fâni,boş düşünce ve hedefleri gönlünden çıkar, dışarıya at. Gönül evinde onlar bulunmasın. Ev güzel olmazsa,mâmur olmazsa padişah gelip e öyle bir virâneye konmaz.) Şemseddîn-i Sivâsî
"Sür çıkar ağyârı dilden tâ tecellî ide Hakk Pâdişâh konmaz sarâya hâne ma'mûr olmadan"
Sabreyle ey gönül sabırsız olma Cümleyi gönlüne yâr eden vardır Darda kaldım diye ümitsiz olma Yok iken dünyayı vâr eden vardır... Öz gönülden bizim yârimiz olan Sevdası sînede nârımız olan Şu çark-ı dünyada birimiz olan Doğup şu cihânı nûr eden vardır... Neşet Ertaş
64 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.