Aşk... İnsanı nasıl da ölüm döşeğine düşürüyor.
Güzide Sabri (Aygün) (1883-1946) henüz 16 yaşındayken edebiyat dünyasına atılmış bir yazar. (İlk romanı Münevver'dir. Bu romanı, arkadaşının hayatından izler taşır.) Erken yaşta evlendirilir. Eşi Ahmet Sabri Aygün, Güzide Hanım'ın yazı yazmasını kısıtlar. Bu kısıtlamalara rağmen ikinci romanı olan
Kusura bakmayın henüz gördüm. Kitap imkansız bir aşkı anlatıyor. Yolların ayrılması ve beklenmedik bir şekilde tekrar karşılaşmasını. Okumaya değer bir kitap zannımca.
Harese nedir, bilir misin oğlum? Arapça eski bir kelimedir. Bildiğin hırs,haris, ihtiras,muhteris sözleri buradan türemiştir. Harese şudur evladım. Develere çöl gemileri derler bilirsin,bu mübarek hayvan üç hafta aç susuz çölde yürür; o kadar dayanıklıdır yani. Ama bunların çölde çok sevdikleri bir diken vardır. Gördükleri yerde o dikeni koparır çiğnemeye başlarlar. Keskin diken devenin ağzında yaralar açar, o yaralardan kan akmaya başlar. Tuzlu kanın tadı dikeninkiyle karışınca bu, devenin daha da hoşuna gider. Böylece yedikçe kanar, kanadıkça yer, bir türlü kendi kanına doymaz ve engel olunmazsa kan kaybından ölür deve. Bunun adı haresedir.
Demin de söyledim, hırs, ihtiras, haris gibi kelimeler buradan gelir. Bütün Ortadoğu'nun âdeti budur oğlum, tarih boyunca birbirini öldürür ama aslında kendini öldürdüğünü anlamaz. Kendi kanının tadından sarhoş olur.
Beni bedensel olarak beğenmesi dışında benimle ilgili hiçbir şey bilmiyordu; taş nasıl yere düşerse öyle kapılmıştı bana; yeryüzünü yöneten yasalar, karşı koymak istese de onu kollarıma sürüklüyordu; böyle bir birlikteliğini düşüncesi karşısında geri çekildim ve kendimi geri tutmaya başladım. Böyle sevilmek istemiyordum.
Öncellikle felsefeye ihanet etmiş olmazsın zira felsefe kişilere ait bir ilim değildir :) içinde değişim olan bir şey'de nasıl olur da değişimin de olmadığını söyleyebiliriz ? Bir şey hem değişen hem de değişmeyen olabilir mi ?
Herkesçe kabullenilmiş, benimsenmiş felsefi bir düşünceyi reddetmiş olmam bir nevi ihanet gibi karşılanabilir başkaları tarafından, olmayabilir de:)) Olup olmadığını sorgulanmak da felsefe değil midir?
Yamos Amca'nın memlektinde sevgililer birbirlerinden uzakta hasret çekiyorsa, kara bulutlara öfkeyle bakarlarmış. Öyle olunca bulut da sevgilinin yaşadığı yere yağmur bırakır ve sevgili o yağmuru iki kolunu açarak seve seve kucaklarmış.
"Hangi hayvanın dilini anlamak en zoru," diye sordum. " Tembel hayvan? Karıncayiyen? İguana?.."
Yucong gözümün içine bakarak, kekelemeden tek nefeste "İnsan." dedi.