Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

G.

G.
@Arleste
6 okur puanı
Mart 2023 tarihinde katıldı
Tükür, kus ve unut. Hayat içimde ölüyor, karnımda. Ne zaman oldu, nasıl oldu? Hikayemi kendime anlatıyorum. Henüz anlayabilmiş değilim.
Reklam
Beni onlara bağlayan yalnızca nefret ve suçluluk patlamalarıydi.
Soru sorma konusunda bazı çekincelerim var. Bana mahşer sorgusunu hatırlatıyor. Sen bir soru sorarsın, o soru başka bir soruyu tetikler. Hareket eden taşın başka bir taşı hareket ettirmesi gibi. Taş senden uzaklaşır, ama diğer taşları harekete geçirir. Sonra arka bahçede kendi işine gücüne bakan ve senin aklının ucundan bile geçmeyecek olan yaşlı, kendi halinde bir adamın kafasına çarpar. Geriye yas tutan ailesi kalır. Hayır, hayır efendim, bu konuda çok katıyım. Bir işte ne kadar tuhaflık varsa o kadar az soru sorarım

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Ancak bir ağaç kuruyuverir, bir ev yıkılıverir, bir makina duruverir, bir pabuç aşmıverir, ansızın bu anlaşıverir ve hiç önemli değildir bu. Öncesiz ve sonrasız, bağlantısız ve belgesiz tükenivermek bir ağacın, bir evin, bir pabucun hakkıdır. Bir insanın, bir insanın ama, bir Rosa’nın niçin eskidiğini bilmem gerek, yeni Rosa’yı bunun üstüne kurmam gerek.
Bir ad, başkası tarafından çektirilmiş acılardır. O Rosa ki beceriksizliklerde ısrardır. O Rosa ki kimseye bir şey öğretemeyip, kimseden bir şey öğrenmeyendir.
Reklam
Ağaç bu. Hep başka türlü eyliyor insandan. Unutmuyor, ama hiçbir şey hatırlamıyor da.
Ksanthos'u efsaneleştiren ve seni içine çeken işte bu dehşetengiz ölüm töreniydi. Kurban edilmektense kurban olmayı yeğleyen bir varlık gösterisi...
Aramızda sıcak buhar var. Su zerrelerinden oluşan bir perdeyle ayrılmışız birbirimizden. Gözlerindeki kızarıklığı, aşağı düşmüş kaşlarını güçlükle seçebiliyorum. Suyu dökünmektense kendini suya sunuyorsun. Ona vaat ettiğin her neyse bir türlü duyamıyorum. Âdeta saydam tenine dokunuyorsun damla damla sözcüklerin.
Neden seni dünyaya çağırmış olduğuma inandıramıyorum? Sen benim yaşama payım, dokunuşum, iştahımsın. O halde niçin bir yarayım, sensizlikte üreyen? Burnumda hep yanık kokusu, hangi ateşe baksan ben orada dağlanıyorum.
Sanki her an, kendine şöyle demek ihtiyacını duyuyormuş gibisin: Bu böyle, çünkü ben böyle istedim; ben böyle istedim yoksa ölürüm.
Reklam
Yaşamını bir saat gibi kuruyorsun, sanki kendini kaybetmemenin, tamamen dibe batmamanın en iyi yolu kendini gülünç işlere vermek, her şeyi önceden kararlaştırmak, hiçbir şeyi rastlantıya bırakmamalımış gibi. Yaşamın, tıpkı bir yumurta gibi dışa kapalı, pürüzsüz, yuvarlak olsun; hareketlerin her şeyi senin adına kararlaştıran, seni sana rağmen koruyan değişmez bir düzen tarafından saptansın.
Bekliyor, umuyorsun. Köpekler sana bağlandılar, garson kızlar, kahvelerdeki garsonlar, teşrifatçılar, sinema gişelerinde çalışan kızlar, gazete satıcıları, otobüs biletçileri, müzelerin ıssız salonlarını bekleyen sakatlar da. Çekinmeden konuşabilirsin, sana her seferinde aynı sesp tonuyla cevap verecekler. Yüzleri artık tanıdık geliyor. Seni biliyor, seni tanıyorlar. Bu sıradan selamlaşmaların, bu gülümsemelerin, bu önemsiz baş hareketlerinin seni her gün kurtaran tek şey olduğunu bilmiyorlar; oysa sen, bütün gün onları bekledin.
Konuşmaktan vazgeçtin ve sana cevap veren tek şey sessizlik oldu. Ama bu sözcükler, boğazında takılıp kalan bu binlerce, milyonlarca sözcük, arkası gelmeyen sözcükler, sevinç çığlıkları, aşk sözcükleri, budalaca gülüşler, peki onları ne zaman bulacaksın yeniden?
Yürüyorsun; yürümüyorsun. Uyuyorsun; uyumuyorsun. Altı kat merdiveni iniyorsun, çıkıyorsun. Le Monde alıyorsun; almıyorsun. Yiyiyorsun; yemiyorsun. Oturuyorsun, uzanıyorsun, ayakta duruyorsun, bir sinemanın karanlık salonuna süzülüveriyorsun. Bir sigara yakıyorsun. Sokağı, Seine nehrini geçiyor, duruyor, yeniden yola koyuluyorsun. Tilt oynuyorsun; oynamıyorsun.
"Siddharta", dedi, " niçin bekliyorsun?" "Niçin olduğunu biliyorsun." "Hep böyle durup bekleyecek misin sabah olana kadar, öğle olana kadar, akşam olana kadar?" "Hep böyle durup bekleyeceğim." "Yorulacaksin, Siddharta." "Yorulacagim." "Uyuyakalacaksin, Siddharta." "Uyumayacağım" "Öleceksin, Siddharta." "Öleceğim."
38 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.