Yıldızlar ve dalgalar
gördük; kumullar gördük; önümüze her yerde
Umulmadık belalar çıktı, hiçten kavgalar
Ve sıkıldık buradaki gibi birçok günlerde.
C. Baudelaire
Çünkü insan doğumundan ölümüne dek bir müzik eşlik eder. Kimi insanların, hareketli ve neşeli; kimilerinin ise durgun ve ara sıra coşkun oluşu, kafalarındaki müziğe ister istemez uymaka zorunda oluşlarındandır. Dengesiz bir yaşamda suç, o kimsenin müziğindedir- ne yapsın; tabii, bir yaptığı öbürüne uymaz. İşte bu uyuma uyumsuzluk denmesidir, kötü olan. Müzikte bir dakika, yaşamın bir yılına denk gelir. Kalın mi notası, palet olarak uzun süre çalınırsa, insanın o yıllarda hiçbir şey yapamadan çakılıp kalması, işten bile değildir. Solo kısımlara geçildiğindeyse, insana bir hareket gelir; kimilerine bir kez, kimilerine ise durmadan-ya da hiç.
İşte burada ne konuşma yapılır ne başka bir şey. Üst kata çalacak olan kimseler çıkar; alt katta dinleyiciler bulunur. Müzik bittiğinde, kalabalık sessizce dağılır. Yorgundur... herkes yorgundur bunca sözden sonra.
S.15
"Durup düşündüm. Sahiden neydi? Yaşını ya da ne iş yaptığını bilmek bizi tanış ilan eder miydi? Nerede oturduğunu öğrenmek, akraba ve arkadaşlarının adreslerini temin etmek, aramızda güven soslu bir ahbaplık kurmaya yeter miydi? Hakkında ne bilsem huzura erecektim?"