Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Aslıhan B.

Korku dolu, inançsız bir ruh mükemmel bir çalı çırpıdır ve bencillik gazyağı kadar kötüdür.
Reklam
Uzak ülkelerdeki kahve plantasyonlarında yakıcı güneş altında binlerce yari çıplak insan milyarlarca kahve çekirdeği elde etmek için çalışıyor, çaballyor. Sonra elde edilen bu kahve gemilere yükleniyor. Gemiler binlerce fersah mesafeyi aşıyor. Sonra kahve çuvalları Konstantinopolis"te karaya çıkarılıyor. Sonra kahve öğütülüyor. Sonra kavruluyor. Sonra kahvehanelere getiriliyor. Pişiriliyor ve sadece bir fincan kahve eşliğinde iş konuşabilen konuklara servis ediliyor. Sonra bu işlerden hiçbir halt çıkmıyor.
Hepimizin önünde daha uzun yıllar var. Ancak bu yıllara bilgelik, kurnazlık ve belki de acımasızlık damgasını vuracak.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Yorgun ve buğulu gözler, Tanrı’nın üstümüze öttüğü karanlık perdenin ardını seçmeye uğraşıyordu. Bu nasıl bir karanlıktı? Şafaktan önceki mi? Yoksa gecenin, yalnızlığın ve umutsuzluğun habercisi olan akşam karanlığı mı?
Her karşılaşmamızda “Acaba elini mi sıksam, yoksa karnını mı tekmelesem.” diye tereddüt ederdim.
Reklam
Düğünde acı acı gözyaşı döküyor… E, haklı ama! Tek başına bile yüzüp kurtulmanın kolay olmadığı fırtınalı denizlere el ele verip balıklamasına dalan akılsız bir çifte acımaktan doğal ne var?
Tolkien’deki yiyecekler şunlarla ilgilidir: Yoldaşlık ve arkadaşlık, sevgi ve umut bir de -belki de hepsinin en önemlisi- ev.
Gülme filinin ruhunun izbe bir köşesine çöreklenip kalmış dehşetin bir emaresi oldu gerçeğini... doğrusuna bakılacak olursa bunun ciddi şekilde tedirgin hisseden birinin kendi kendisini aslında öyle hissetmediğine inandırmak için verdiği uğraş sırasında dayanak tuttugu basmakalıp tepkilerden yalnızca biri olduğu gerçegini idrak etmekten uzaktı halbuki.
Zekadan yoksun inatçılık, nihayetinde onun aptallıkla ilintili uzantısı olan budalalıktır.
Eğitimsiz olmasına nağmen doğası gereği kabiliyetli, becerikli bir işçiydi; okuma yazma değilse de düşünmeyi bilirdi.
Reklam
İlk İnsan katlettiği gün kardeşini Keder dolu dünya dönmeye başladı, Ve bilirim ki, o günden beri İnsanın İnsana koyduğu tüm Kanunlar, Tıpkı bir meşum rüzgar gibi, Taneyi savurup, samanı tutar.
Onu böylesine sarsan her şeyi, Böyle feryat ettiren bütün elemi, Sonsuz pişmanlıklarını, döktüğü onca teri, Kimse bilmez benim bildiğim gibi: Çünkü, Birden fazla hayat yaşayanı Birden fazla ölüm bekler.
Ne ellerini ovuşturdu, ne gözyaşı döktü, Ne etrafına bakındı, ne hasretle bitap düştü, Yalnızca havayı içine çekti, sanki Havada bir şifa, bir derman varmış gibi; Öylece ağzını açtı ve içti güneşi Güneş sanki şarapmış gibi!
Sert bir mizaç asla zamanla yumuşamaz ve keskin bir dil, kullanıldıkça daha keskinleşen tek kesici alettir.
Doğanın cansız tüm güçleri -kayasından karına ve buzuna, rüzgarından suyuna- birbirleriyle savaş ederken, insana karşı birlik oluyordu.
4.965 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.