Bence evrenin kocaman kulakları var. Ağzımızdan çıkan, aklımızdan geçen her şeyi duyuyor. Ne zaman bir şeylere meydan okusam, tak diye karşıma o durum çıkıyor. Sonra çöz çözebilirsen.
Hayatta yoklukta bile varlığı bulan, yüzündeki gülümsemesi dertlerine galip gelen insanlar kadar kimseye imrenmedim. Sanki büyülü bir güç var ellerinde hiç kimsede olmayan.
Her şeyin yuvarlanıp gitmesine alışmak zor olmasa da yuvarlanıp gitmeyeceğini bildiğimiz bir arkadaşlık, her yürüyüşte selamlayan bir ağaç, her yıl aynı tatlılıkla geliveren bahar günleri, ninni gibi her akşam yastıklı bir şarkı, hep orada olduğunu bildiğimiz her şey iyi ki var.
Hayata sığmak kolay değil, elin kolun sığsa tuttukların sığmıyor, ayakların girse hayallerin girmiyor, belin dönse gözün arkada bıraktıklarında kalıyor, hep bir darlık, darlık, sıkışma, sonra da bakılıyor ki, insan gire gire daha giriş kapısında durmuş, orayı da tıkamış, ötesi de bomboş, yiğitsen ilerle.
Şule Gürbüz