Hayatımızın belli bir anında, yaşamımızın denetimini elimizden kaçırırız ve bunun sonucu olarak hayatımızın denetimi yazının eline geçer. Dünyanın en büyük yalanı budur.
Tuhaftır, çocuklar bu hastalıklara karşı yetişkinlerden daha dayanıklı oluyorlar;henüz yaşanmamış hayatlarının gücü, ölümle mücadele edip onu yeniyor sanki. Neredeyse bütün çocuk hastalıklarında bu böyle:Çocuklar bu hastalıkları yeniyor, yetişkinler ise onlara yeniliyor.
Oysa yalnızdı insan ki yalnızlık bile dayanamayıp siliyor harflerini böylesine büyük bir tenhalığın gürültüsünde.İnsan kendine savurduğu hançerlerin toplamıdır, diyorum sonra.
Sözüm sana ;yalnızlığımız ve kendi olma halimiz çok değerli. Gün gelmiş, kaçtıkların seni yakalamış olabilir. Çaban, yüreğin, emeğin, aklın, vicdanın, sevme şeklin, bunu söyleme şeklin, duyguların, korkuların, öncelikleri, kavga etme şeklin birilerinin işine gelmiyor olabilir. Birileri uzlaşamadığınız konularda uzlaşmaya gönüllü olmayabilir. İşte bunu anladığında bil ki;bu tam ve kesin olarak onların kendi problemlerini. Çemberlerin dışına çıkma zamanı, tüm bunları anladığın zamandır. Unutma birileri de var ki;sana, sadece sana, olduğun bu kıymetli hale her dem meyilli ve gönüllü.
İnsan sabahtan akşama kadar bir şey olmasını bekler ve hiçbir şey olmaz. Bekleyip durur insan. Hiçbir şey olmaz İnsan bekler, bekler, bekler, şakakları zonklayana kadar düşünür, düşünür, düşünür. Hiçbir şey olmaz. İnsan yalnız kalır. Yalnız. Yalnız.