Ayşenur Akçay

Hz. İsa onlara dokundu ve konuştu. 'Kalkın. Ve korkmayın. Korku, hiçbir şey yapmamak anlamına gelir. Yere kapanmak demektir. Gözler görmediğinde, kulaklar duymadığında ve ağız konuşmadığında bizler korkarız. Bu yüzden korkma demek olumsuz bir emir cümlesi değildir. Bu hareket et demektir. Gözlerinle gör, kulaklarınla duy, ağzınla konuş demektir. Cesur ol demektir. Ayağa kalk demektir. Ne kadar karanlık da olsa ve ne kadar önünüzü göremiyor olsanız bile korkmayın. En azından bizler o karanlığı izleyebiliriz. Karanlığın önünde cesur olun. Olduğunuz yerden hemen ayağa kalkın.'
Sayfa 217Kitabı okudu
Reklam
Bana, çocukluğumda, sürüden ayrıl, diye öğüt verildiğini hiç hatırlamıyorum. Ama ben kendim nedense... Kendime uygun bir hayat yaşadım: İyi kötü, başarılı başarısız, mutlu mutsuz... Başka türlü yaşayamazdım. Bana, "Bu ateştir yakar, ona göre," demeleri yetmezdi. Uzanıp ateşi tutmalıydım. Orta karar bir kişilikle, orta karar bir yetenekle, elimde olmadan boyun eğdiğim sıkıdüzenle bu kadarını yapabildim.
Sayfa 106Kitabı okudu
Hangi insanlar için ne yapmaya uğraşıyorsunuz? Halkı sevmezsiniz. Halkı tanımazsınız bile. Çünkü onlardan öyle uzaksınız ki. Ülkesine meşrutiyet bağışlayan hükümdarlara benziyorsunuz. Hani bir zamanlar birileri cumhuriyet, demokrasi falan bağışlamışlardı. Sizler de, bize şimdi sosyalizmi uygun gördük. Alın ve mutlaka kullanın der gibisiniz.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Kalaş her şeye doğaçlama adlar bulup takarak ve dokunduğu her yere parmak izlerini bırakarak dünyanın görüntüsünü değiştirmişti, çünkü aynı dünyanın, kapısında bu kadar derin izler bırakan elin sahibini bir gün arayıp bulacağını ve 'Yeterince uzun süredir çalıyorsun kapımı. Gel artık sen buraya aitsin,' diyerek onu içeri alacağını umuyordu.
Sayfa 102Kitabı okudu
Neyin can yakacağını iyi biliyordu. Benim canımın da nereden yanacağını kesinlikle biliyor olmalıydı. Oraya hiçbir zaman dokunmadı.
Reklam
Reklam
Geri16
101 öğeden 91 ile 101 arasındakiler gösteriliyor.