“...Umutsuz bir aşk çökmüşse gönlüne sabahın üçünde, özellikle onun orada, yerinde olmadığı kuşkusuna kapıldığında telefon etmeyi gururuna yediremiyorsan, ister istemez içe dönüp kendinle baş başa kalırsın; o anda akrep gibi sokarsın kendini ya da hiçbir zaman postalamayacağın mektuplar yazarsın ona, ya da odanda ileri geri volta atarsın, hem küfür hem dua edersin, sarhoş olursun ya da kendini öldürecekmiş gibi davranırsın. Bu gidişat bir süre sonra tatsızlaşır, bıktırır insanı. Yaratıcı biriysen -ama unutma , o anda boktan bir durumdasın- acılı anılardan ortaya elle tutulur bir şeyler çıkarabilir miyim diye sorarsın kendi kendine. Ve işte bir gece saat üç sularında başıma gelen tam buydu. Birden karar vermiştim , çektiğim acıyı tuvale dökecektim..”
“...Sana hüzünle düşle
Yağmurla yaşla geleceğim
Sana yıldızlardan
Yıldızların arkasındaki yıldızlardan
Yıldızların arkasındaki yıldıların arkasından
Sevgi göndereceğim
Sen burada kal
Uzunca kal
Oralarda bir yerlerde
Kim bilir hangi galakside
Seni bekleyeceğim
Sus bebeğim
Sus...”
Sayfa 68 - Baskı ve Mizampaj YayınlarıKitabı okudu
“...Ya yanılıyorsan! O zaman ne olacak? Ya,insanlar sandığım kadar canavar değilse! Genel olarak insan neslini kastediyorun. Bütün bu korkularım yapmacık demektir. Hiçbir temeli yok... O hayatta hiçbir engelim yok. Her şey olması gerektiği gibi...”
“...Ne kadar çok içersem,o kadar çok hissediyorum. Bunun için içiyorum zaten.İçkide sevgi ve incelik bulmaya çalışıyorum. Bir kat daga acı çekmek için içiyorum...”
“...Etrafınıza şöyle bir göz gezdiriniz! Gerçek hayat denilen şeyin ne olduğunu, nerede olduğunu bilmiyoruz bile! Kitaplarımızı, hayallerimizi elimizden alsalar, öylece ortada kalakalacağız...”
“...İnsanın kendi kendine yargılaması...Başkalarını yargılamak daha kolaydır. Eğer sen kendini yargılamayı göze alıyorsan ve bunu başarabilirsen işte o zaman gerçekten bilge birisindir...”