Zalimin size zulüm etmekteki sebebi kendi fena kanında bulur. Sizi ısıran köpek siz ısırılmaya müstahak olduğunuz için değil, kendisi kuduz olduğu için ısırır. Onun için ehemmiyetli olan şey sizin ısırılmanız değil, kendisinin ısırmasıdır.
“Yetiştiğimiz ortamın, sahip olduğumuz dilin ve milliyetin sağladığı, çoğunlukla da başkalarının gerçekliğini görmemizi engelleyen birer perde işlevi gören, ucuz kesinliklerin ötesine geçebilme riskini göze alabilmek demektir evrensellik.”
Entelektüellerin ne yüksek mevkilerde eş dostları, ne de resmi makamlarda itibarları olur. İnsan yalnız kalır, doğru; ama her zaman sürüye uyup mevcut duruma hoşgörü göstermekten iyidir yalnızlık.
“Yaşamak uzun süren bir intihardır," demiş birisi; benimki de bu sıralar tıpkı öyle işte. Fuzuli saatler, fuzuli günler, gereksiz yere yaşanmış aylar, yıllar… Bilmem kaç trilyon canlıdan biri olarak nefes alıp vermek artık heyecan vermiyor bana.
Kitleler hakikate susamışlığı asla tanımamışlardır. Vazgeçemeyecekleri illüzyonlar talep ederler. Onlarda reel olmayan, reel olana karşı daima üstünlük sahibidir, gerçek dışı onları neredeyse gerçek kadar güçlü bir şekilde etkiler. Bunların ikisi arasında ayrım yapmamak gibi bariz bir eğilime sahiptirler.
Kadınları doğuştan barışçıl canlılar diye göstermenin alemi yok. Ölen kendi oğlu, kocası, kardeşi olmadığı sürece, hiçbir kadının savaş karşıtı olmadığını anlıyor insan. Yoksa, "Cumartesi Anneleri"nin yanı çok kalabalık olurdu.