"Yine de biri çıkıp nasılsın dese alışkanlıkla iyiyim diyeceğim.Kederli olduğum da söylenemez zaten. Buna sebep de yok çünkü. Ne taze bir ölüye sahibim, ne felaket geçirenlerim var. Dedim ya oturuyorum öylece. İyi ki kalbimi tanıyanlar yok.Ağırlıksız duran bedenimi küçümseyeceklerdi.Sonrada birbirlerine dürterek yada ilerideki arkadaşlarına göz işareti vererek beni gösterecekler,' kalbini yok etmişin haline bakın,hınzır pek de pratik, belli etmiyor hiç' diyeceklerdi. Ama iyi ki yoklar." ...
Bir defne fidanının arkasına çekildi o korkuyla, papatyalı bahar toprağının üzerine dizüstü çöktü, ne kadar küçülürse o kadar az görünür, görmezse görülmez diye. Ne yanılgı!