Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.17
Berfin
Berfin
@Berfin___
Öğrenci
İstanbul
2005
113 okur puanı
Aralık 2020 tarihinde katıldı
Okuma Hedefleri
Jack London’ın bu eseri 1912 yılında yayınlanmış ancak kitap 2013 yılında gerçekleşen, insan neslinin neredeyse sonunu getiren bi hastalığı anlatıyor. Sanki London eserinde geleceği tahmin etmiş gibi.
Koskoca insanlık 1-2 günlük kuluçka evresi olan ve 10 dakika ila 2 saat arasında tüm bedeni kızıla çevirip ardından ayaklardan uyuşukluğun başlayıp kalbe gelince ölüme neden oldurduğu bi hastalıkla yok oluyor. Geriye çok az kişi kalıyor her şey sıfırlanıyor sanki tüm emek tüm evren ve her şey en başa ilkel zamanlara insanların vahşi olduğu, yaşlılara saygının kalmadığı, kibarlığın ortadan kalktığı, erkekliğin sadece güçten , kadınlığın da çocuk bakmak ve yemek yapmaktan ibaret olduğunun düşünüldüğü çağlara dönüyor yavaş yavaş… İnsanlık her şeye yeniden başlıyor ama kitapta da denildiği gibi bu düzen yeniden kurulsa da yok olmaya mahkûm. “Geçici düzenler yok olmaya mahkûmdur.”
Kesinlikle çok fazla etki bırakan ve anlamlı bir eserdi özellikle bir asır öncesinde yazılmış ve bugün yaşadığımız virüsü o zamanlardan tahmin etmiş gibi anlatması çok ilginç ve güzeldi. Dili akıcı sade ve anlaşılır. Okunulmasını tavsiye ettiğim etkileyici bir eser.
(spoiler)
Angela Vicario baskıcı bir ailede ikiz abileri ve ablalarıyla birlikte büyütülmüştür. 20 yaşında sevmediği, zengin, kültürlü bir adam olan Bayardo San Romanla evlendirilir. Bayardo, Angela’yı ilk gördüğü anda ona tutulmuş ve kısa süre içinde evlenmişlerdir. Ancak Bayardo o gece Angela’nın bakire olmadığını anlar ve sessizce evine geri götürür. Ailesi Angela’ya 2 saat boyunca işkence uygular sonunda kendisine bunu ikiz abilerinin arkadaşı olan Santiago Nasar’ın yaptığını söyler. Abileri namus uğruna Santiogo’yu öldüreceklerini tüm kasabaya duyurur. İstedikleri şey birinin çıkıp onlara engel olmasıdır ama tüm kasaba buna göz yumar. Kimisi ikizlerin bunu yapamayacağını kimisi namuslarını temizlemeleri gerektiğini kimisi ise Santiago’ya haber vermek istemiş ama ya unutmuş ya da yapamamışlardır. Sonunda Santiago ikizler tarafından defalarca bıçaklanarak öldürülür. Ve yıllar sonra Santiago’nun ve ikizlerin arkadaşı olan biri kasabaya dönerek soruşturma yapar. Kitapta o kişinin ağzından yazılmıştır.
Bu kitapta da görüldüğü üzere namus hem bizim toplumumuzda hem de diğer bir çok toplumda çok fazla tesiri görülen bi unsur. Tabi ki önemli bir nokta ama kitapta erkekler genelevlerde vakit geçirirken hiçbir sorun olmamış ancak bir kadın bekaretini kaybettiği için namusu sorun olup çıkmış.
Kitabı genel olarak yorumlayacak olursam çok beğendiğim çok etkileyici bi eserdi. Özellikle Santiago’nun bıçaklandığı kısımlarda duygu muazzam yaşatılmıştı kendimi canlı şahit olmuş gibi hissettim. Kesinlikle okunulmasını tavsiye edebilirim.
·
Puan vermedi
Kitaba ilk başladığımda çocuk kitabı gibi gelmişti gözüme ama sonuna geldiğimdeyse düşüncelerim bambaşkaydı. Aslında o kadar derin anlamlar içeren bir kitap ki...
Gün geçtikçe zamanımızı daha da boşu boşuna kullanmaya başlıyoruz. Eskiden bize neşe veren şeyler zamanla anlamsız geliyor. Eski komşuluk, eski arkadaşlık, eski eğlenceler, eski düşünceler hepsi tükeniyor. Aslına bakarsanız zamanla kitapta söz edilen Zaman Hırsızları yani duman adamların esiri oluyoruz. Ama ne yazık ki bize yardım edicek bir Hora Ustamız yok. Zaman hepimize verilmiş bir armağan gibi kitapta anlatılan da tam olarak bu zamanımızı doğru kullanmamız gerektiği. Kesinlikle tavsiye edilecek bir kitap hem çocukların hemde yetişkinlerin okuyabiliceği türden.
