Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

BeytoCan

BeytoCan
@BeytoCaan
Canayakın biri olarak başladığım sosyalleşme kariyerime insanlardan her adiliği bekleyen bir paranoyak olarak devam ediyorum. twitter.com/beytocaan
Survey
Selçuk Üni.
Mardin
10 kütüphaneci puanı
419 okur puanı
Şubat 2019 tarihinde katıldı
“Bastığın yerin iki ayağının kapladığından daha büyük olamayacağını anlamak ne büyük bir mutluluktur.”
Reklam
“Ölümün olduğu yerde, hiçbir şey ciddi olamaz.”
Sürgün yanlarımdan vurgun yemek hoşuma gidiyor. Her gece ölü bir kıza mektuplar yazıyorum. Fırtına yüklü gemileri kanımda yüzdürüyorum.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
İçimin sesi de olmasaydı ölürdüm yalnızlıktan...
Reklam
Ya olmalı insan, vermeli canını insan için yahut etmemeli kalabalık dünyamızda.
''Ah milena, ah! Paltom bile ağır gelirken, nasıl taşırım koskoca dünyayı sırtımda?"
"Fakat bir kadın hem zeki hem de kıskanç olursa, iki kadın haline gelir ve bu bir felakettir işte."
Sayfa 396
Bir kirlenmeden korunmak için susarak yaşadığım her şeyin bir yenilgi olduğunu çok sonra öğrendim. Benim, kıyısında bir saygıyla beklediğim olanak, başkalarının çiğneyip attığı bir sıradanlıktı.
Sayfa 80
Bütün hayatımızın bir döngüden ibaret olduğunu dü- şündüğünüz oldu mu hiç? Çok önemli bir tartışmanın or- tasında, bir barda içmekten allak bullak olmuş aklınızla ya da herhangi bir yerde herhangi bir olayın içinde; yahu biz bütün bunları neden yaşıyoruz dediğiniz oldu mu hiç? De- vasa bir evrende minnacık bedenlerimizle neyin peşinde olduğumuza kafa yordunuz mu hiç? Bunlardan herhangi birini ya da benzeri bir şeyler yapıp bir sonuca varabildiniz mi? Her şeyin gizemini çözüp bir rahatlık hissettiğiniz ya da hiçbir anlam veremeyip üzüldüğünüz oldu mu hiç?
Sayfa 7 - Name
Reklam
Bir büyük kişilik; benim dışımda ama aynı zamanda beni içine alan aynı kişiliğin bütün yüzleri...
Sayfa 3 - Name
Bazen insanın tek başına hakikati açığa çıkarmaya cesaret etmiş olması, çağı değiştirmeye yeterli gelebilir.
Düşünceler hem onaydan hem de itirazdan beslenir; bir eser, sevgi kadar nefret de doğurabilir. Bir fikrin hayata geçirilmiş olması, zaferin işaretidir.
Karanlık varlıkları ancak onları derinliklerden gün ışığına çekip doğrudan gözlerinin içine bakabilen bir ruh zapt edebilir.
O yüzyılın insanları için önemli olan, ... medeniyetin gelmiş geçmiş en ahlaklı geçinen dünyasının ayakta kalmasıdır. Çünkü o devrin ahlaki görüşü, insanın varlığından daha değerlidir.
Ahlaki yönden on dokuzuncu yüzyılda Kant değil “Cant” (riyakarlık) hüküm sürmüştür.
Reklam
Gücün seviyesinin en güvenilir ölçüsü, aşmayı başarabildiği dirençtir.
Bir ruh hakikatin ne kadarına dayanabilir , ne kadarını anlamaya cesaret edebilir ? Bu benim için , önemi giderek artan gerçek bir değer yargısına dönüşüyor. Yanılgı- ideallere olan inanç- körlük değil korkaklıktır.. Anlayış bakımından elde edilecek tüm kazanımlar ve ilerlemeler , ancak cesaretle , insanın kendine karşı sergileyeceği sert tutumla ve kendine dürüst olmasıyla sağlanabilir. Nietzsche
“...bazen bir adamın elindeki incil...babanın elindeki viski şişesinden daha tehlikeli olabilir.”
Sayfa 59
İnsan ne yerse o kokar. Ne okursa onu konuşur. Kimi seviyorsa kalbi o kadardır. Sizsiniz kendinizle ilgili tüm cevapları kendinizi tanıyacak olana sunan. Yaşamınız verir sizi ele. Müzik arşivinizden bellidir kişiliğiniz. Aşkı sevme biçiminiz. Dinlediğin tarz müzikte saklıdır sevgiye olan şiddetiniz. En kötüye vereceğiniz cezadır adalet. Herkes sever doğduğu toprağı, oraya bomba düştüğünde belli olur kimliğiniz. Sevgi bir bütün diyalog evrene karşı. Yağmurda ıslak bir kediye puslanmıyorsa gözleriniz, aşk sözlerini sakının siz. Komşunuzla sohbetimiz kadar uzaktakine olan bağımız. Mesafe denilen tanım sadece zamanla ilintili. Yoksa yalnız bir gecede bir kahve yudumlarken de onu anabiliriz. İnsan çevresi kadar güçlüdür. Kaç el uzattıysan o dostluklarla sınanırsın karanlığında. Aile bağın kadar bağlısın hayata. Sana karşı yapılan her şeye rağmen duruşundadır tavrın. Gizlediğin iyilik kadar büyük. Anne baba sevgisine izin verdiğin kadar küçük. Tek bir dünya var "vicdanının" etrafında dönen. Tüm karakterindir onun içinde geçen...
Güçlü bir el silkeledi beni sonra Sanırım Tanrı’nın eliydi. Sayamadım kaç ah döküldü dallarımdan. Binlerce yeşil gözü olan bir zeytin ağacı gibi, Çok şey görmüşüm gibi, Ve çok şey geçmiş gibi başımdan, Ah...dedim sonra Ah!
Reklam
...içim sıkıldığında göğsümde gazeller uçuşsun istedim...
Harese
Harese nedir, bilir misin oğlum? Arapça eski bir kelimedir. Bildiğin o hırs, haris, ihtiras, muhteris sözleri buradan türemiştir. Harese şudur evladım: Develere çöl gemileri derler bilirsin, bu mübarek hayvan üç hafta yemeden içmeden, aç susuz çölde yürür de yürür; o kadar dayanıklıdır yani. Ama bunların çölde çok sevdikleri bir diken vardır. Gördükleri yerde o dikeni koparır çiğnemeye başlarlar. Keskin diken devenin ağzında yaralar açar, o yaralardan kan akmaya başlar. Tuzlu kan dikenle karışınca bu tat devenin daha çok hoşuna gider. Böylece yedikçe kanar, kanadıkça yer, bir türlü kendi kanına doyamaz ve engel olunmazsa kan kaybından ölür deve. Bunun adı haresedir. Demin de söyledim, hırs, ihtiras, haris gibi kelimeler buradan gelir. Bütün Ortadoğu’nun âdeti budur oğlum, boyunca birbirini öldürür ama aslında kendini öldürdüğünü anlamaz. Kendi kanının tadından sarhoş olur.