Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Eda.

Daha önce hiç kimse böyle bir güce sahip değildi.En az bir milyar insanın gündelik duygularını bu kadar etkili bir şekilde manipüle etmeyi hiçbir diktatör hayal bile edemezdi.
Reklam
Taşınabilir cihazlar komşunun tavuğunu kaz gibi gösteren bir geçittir ve kullanıcı nerede bulunuyorsa karşı taraf oradan daha iyidir.
Bize artık insan denilebilir mi? Yoksa bir ürüne, bir oyuncuya, bir taklitçiye mi dönüştük? Belki de hepimiz ruh hastası olduk! İronik değil mi, insanlar kendilerini dikizlediğinde hem bundan zevk alıyor hem insanlığın sonunun geldiğini düşünüyorlar; çünkü dikizlerken karşımıza çıkan görüntü aslında bir hayalet, sanal insanın korkutucu görüntüsü yani…

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Kendimizi izlenir kıldığımızda, insanların bizimle ilgili yorum yapmasını sağladığımızda, belki ironik ama birey olduğumuzun da bilincine varıyoruz. Dikizlenerek, ne kadar özel ve ne kadar farklı olduğumuzu başkalarına göstermek istiyoruz.
Sadece şundan emin olabiliriz: dikizleme kültürü bulaşıcıdır. Bir kez temas ettikten sonra, diğer insanların her şeyini görme arzumuz doruğa çıkıyor. Karşılığında da bizim her şeyimizin görünmesini istiyoruz .
Reklam
Acaba biz bu ağın üzerindeki örümcek miyiz, yoksa ağa yakalanmış sinekten başka bir şey değil miyiz?
Caddelerdeki mobese kameraları, arkadaşlarımız, bankalar, telefon şirketleri, hayatlarımızın bu derece iç içe geçmesini mümkün kılan internet servis sağlayıcıları bizi sürekli gözetliyor.
Ünlüler gibi yaşama arzusunu besleyen ise başkalarının gözü üzerimizdeyken daha güvende olacağımızı düşünmemiz.
Ünlü insanların yaşadığı hayatı her gün daha çok arzuluyoruz ve hayatımızı tıpkı onlar gibi izleyici kitlesinin önünde ve izleyici kitlesi için yaşamak istiyoruz.
Hayatımızı daha önce hiç yapmadığımız biçimde, herkesin gözü önünde arşivliyoruz.
Reklam
Dikizlemek, herkes hakkında her şeyi bilme ve öğrenme arzusudur.
Gazetecilik, dikizleme açlığımızı doyurmak için başvurduğumuz bir mecraya dönüştü.
“Ölüme, sefalete ve cehalete çare bulamayan bizler,” diye yazar Pascal, “mutlu olmak adına bu gibi şeyler üzerine düşünmemeyi seçtik.”
Sosyal medyanın bu kadar bağımlılık yaratmasının nedenlerinden biri de kuşkusuz budur: kitlelerin yeni afyonu. Ağrıyı giderir.
Macar asıllı bilim felsefecisi Imre Lakatos’un bir özdeyişle belirttiği gibi, “Bilim felsefesi olmadan yapılan bilim tarihi kör, bilim tarihi olmadan yapılan bilim felsefesi ise boş bir girişimdir.”
Sayfa 13 - KırmızıKitabı okuyor
146 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.