İnsan kendine sarılamayınca kendinden olan bir varlığa da sarılamıyormuş. Kendini kucaklamayınca ve kendini sevmeyince kendi doğurduğunu sevemiyormuş kucaklayamıyormuş, bilmiyordum.
Uzun ince bir yol... En uzun yolculuk insanın kendine doğru olan yolculuğuymuş. En zoru da insanın ne olduğunu değil ne olmadığını öğrenmesiymiş. En acısı da ben dediğim hiçbir şeyin aslında ben olmadığını bilmekmiş...
"70'lerde olsak bir sürü plak alırdım sana, 80'lerde açık hava sinemasına götürür, izledikten sonra muhallebi ısmarlardım, 90'larda mahallenin bütün güzel misketlerini kazanır dökerdim avuçlarına, 21.yüzyılda nasıl sevilir inan ki bilmiyorum, içim ısınmadı bu yüzyıla, bağışla." demiş üstad. Ne güzel demiş..