Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Burak Pehlivan

Burak Pehlivan
@BurakPhlvn
Hayatın sürekli kendisini yenileyen o sonsuz mucizelerinden birine yakın hissetti kendisini; bu mucize, çocukların kadınlardaki iyiliği, şefkati, fedakârlığı ortaya çıkarması ve sonrasında bu duyguların kadınlardan çocuklarına geçmesiydi; kadından çocuğa, çocuktan tekrar kadına geçen, hiç kesilmeyen, sürekli devam eden bir döngü; böylece kadın kendi çocukluğunu asla kaybetmiyor, aksine iki kez yaşıyordu, hem kendi içinde hem de karşılaştığı her insanda yaşıyordu.
Reklam
Yukarıya kadar tırmanıp cesurca son adımı atarken birdenbire yanlış yola girdigini düşünüp korkuya kapılmak, ileriye doğru birkaç kolay adımı atacak gücü kaybetmek kadar korkunç bir şey yoktur hayatta.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Hakkında düşünemeyecek kadar yaşamakla meşgul. Benim hatam ise bir kere kitapların kapağını açmış olmak.
Sayfa 100Kitabı okudu
İnsan bir başkasına karşı yanlış yapamaz. Yalnızca kendisine yanlış yapabilir. Benim görüşüme göre, başkalarının çıkarını gözettiğim her defasında kendime yanlış yapıyorum demektir.
Reklam
Elbette ki yaşam değersiz, yalnızca kendisine değerli oluşu dışında.
Gerçekten de, arz ve talebin bir anlamı varsa, yaşam dünyadaki en ucuz şeydir. Su, toprak ve hava için yalnızca çok diyebiliriz; ama doğmayı talep eden yaşama gelince bunun sınırı yok.
Sen sümsük kuşlarının üstüne çullanıp yakaladıkları balıkları aşıran bir deniz kuşu gibisin. Adına hükümet dedikleri şeyi kuran, bütün diğer insanlarin efendisi olan ve başkalarının kazandığı ekmeği yiyen ve bunu tek başlarına yemekten hoşlanan o insan topluluğundan birisin. Sen sıcak tutan giysileri giyersin. Giysileri onlar yapar, ama kendileri paçavralar içinde titreşirler ve senden, paranı idare eden avukattan ya da danışmandan iş isterler."
"Siz neye inanıyorsunuz, o zaman?" diye karşılık verdim. "Yaşamın kargaşa olduğuna inanıyorum," diye yanıtı yapıştırdı. "Ekmek mayası gibi, devinen ve bir dakikalığına, bir saatliğine, bir yıllığına ya da yüz yıllığına devinen, ama sonunda devinmeyi bırakacak bir şey, bir maya gibi. Devinmeyi sürdürebilsin diye büyük küçüğü yer, gücünü yitirmesin diye güçlü zayıfı yer. En fazlasını şanslı olan yer, en uzun da o devinir, işte o kadar.
Zeki olma kaygısı güden herkese derim ki: Sen bir insansın, iyisi mi sana biçilenden daha fazla zekâya meyletme ve diğerleri gibi yap; bak, gülerek tek gözlerini kapatıp enayi yerine konmaktan gocunuyorlar mı?
Reklam
Hayat da tiyatro oyununa benzer bir şeydir, maskesi düşene kadar herkes bu oyunu sürdürür.
Bakın da görün, yeryüzünde süregelen bütün eşitsizliklere rağmen doğa her şeyi adil biçimde dengelemek için nasıl emek harcıyor. Ne aptalca bir laf ettim şimdi!
Öte yandan şu soruyu da sormak gerekir: Özün sana haz vermiyorsa, o vakit nasıl ortaya şirin, sevecen, güzel bir şey koyabilirsin?
Kendinden nefret eden biri bir başkasını sevebilir mi? Böyle biri kendiyle kavgalı olan başka biriyle uyum içinde olabilir mi? Kendine eziyet çektirip yine kendi kendine çokbilmişlik taslayan böyle bir insan başka birine huzur verebilir mi? Bu sorulara olumlu yanıt veren varsa, o budalanın dik âlâsıdır.
Her biri öyle kılı kırk yaran ve uzağı gören cinstendir ki dostlarının hatası söz konusu olduğunda Epidaurius'un kartalı ya da yılanı kesilirken, kendi hataları söz konusu olduğunda da hayasızca bunları geçiştirir, sırtlarındaki kamburu dahi görmez olurlar.
846 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.