Emir Can İğrek - Meydan
"Ben beceremiyorum bu yaşama işini bu çamura bulanarak, Dalga geçiyorum hayatla pekala ama bedeli olacak, Ya beni as tavana ya urganımı at, Geçmem bu davadan..."
Acı çekmek ne demekmiş asıl şimdi anlıyordum. Acı çekmek bayılana dek dayak yemek değildi. Ayaktaki cam kesiğine eczanede dikiş attırmak değildi. Asıl acı, kalbi baştan aşağı sancılara boğan,insana sırrını kimselere anlatmadan ölmeyi arzulatan bir şeydi...
"Xuruca."
"N'oldu?"
"Ağlarsam ayıp olur mu?"
"Ağlamak asla ayıp değildir,sersem.Niye ki ?"
"Bilmem, henüz alışamadım. İçimdeki kafes bomboş kaldı sanki ..."
Yıllar öncesinden okuduğum ve gerçekten beğenerek bitirdiğim bir kitap. Yazarımız dört cilt şeklinde uzun soluklu bir roman yazmış. Uzun olması hem olayı detaylı bir şekilde incelemenize olanak sağlıyor hemde geniş bir çerçevede eleştirmenize imkan veriyor . Ayrıca roman şeklinde yazılması da idrak etmeyi kolaylaştıran başka bir etken..
Kaldırımda çiçek olsam açar mıydım diye düşündüm.Siz olsanız açar mıydınız? Birinin sizi görüp, eğilip koklama ihtimaliniz mi daha fazla, üzerinize basılıp çiğnenme ihtimaliniz mi ? Yoksa koparılıp bir sevgilinin günlüğünde kurutulma ihtimaliniz mi ?
Onun yanında tepeden tırnağa çiçeklerden papatya,yukarılardan bulut, aşağılardan deniz kesilirdim. Bilirsiniz, güzel hissederdim işte. Özellikle akşamüstüleri.