Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Cesur

Çünkü Nora, bazen öğrenmenin tek yolu yaşamaktır.
Reklam
Ağlama, dedi ihtiyar, öldükten sonra eğer bir sonraki hayatımda bir hayvan olarak yeniden doğarsam, sen olarak doğmak isterim, eğer sen de bir insan olarak yeniden doğacak olursan, benim oğlum olarak doğabilirsin, böylece birlikte yaşamaya devam edebiliriz.
İhtiyar, bundan sonra her gün güneş ışınlarının ağırlığını tartmaya başladı. Sabahları güneş doğduğunda, barakanın etrafindaki güneş ışınlarının ağırlığı on gram oluyor, bu ağırlık öğleye doğru yirmi gramı geçiyor, güneş batarken de tekrar on grama düşüyordu.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Baozhang hayattayken köye ge len bir âlim, dünyanın döndüğünü söylemişti, dünyanın kendi etrafinda bir tur atmasıyla bir gün oluşuyormuş, siz söyleyin bakalım, o âlim bunu kıçından mı uyduruyordu acaba? Dünya dönüyorsa, geceleri uyurken neden yataktan düşmüyoruz o zaman? Sürahideki su neden dökülmüyor, kuyu suyu neden dışarıya akmıyor, insanlar neden hep başları gökyüzüne dönük bir şekilde yürüyorlar o zaman? O adamın dediğine bakacak olursak, diye ekledi ihtiyar...
Babamın babası doksan iki yaşında öldü. İntiha­rı aklına getiremeyecek kadar tembel olduğunu dü­- şünürdüm. Yüksük iriliğinde dişleri vardı, pek yemek yemezdi. Çocukken tanrının ona neden bu kadar bü­ yük dişler verdiğini merak ederdim..
Reklam
"Kendini zorlama evlat," dedi Kul Yakup, "baba dediğin tamamlanmamış bir kelimedir zaten."
Ama benim bu çocukta gördüğüm tek tehlike aşık olabilme ihtimalimdi.
Sen şu babalığını ne zaman gösterirsin, Allah Baba? Vinlayan bir bombanın, benim bir yaşındaki oğlumu, ufacık oğlumu parçalamasına göz yumdun, bu mu babalık ? Onun öldürülmesine ses çıkarmadın, bu mu Babalık? Ne dersin , Allah Baba?
Beni bizim buralarda kime sorsan, “gariban babası derler. Öyle miyim?. Öyleyim. Hiçbir kusurum yok, adeta bir iyilik me­leğiyim, bu dünyaya iyilik için gelmişim, kimsesizlerin kimse­si, yoksulların yardımcısı, yalnızların dostu, hastaların şifacısı, melekut âleminin yeryüzü temsilcisiyim. Yalan mı? Hiç değil. Ama bir sor bakalım, iyi oldun da nasıl iyi oldun? Kolay mı öy­le iyi olmak? Hadi bugün iyi olayım de bakalım, olabiliyor mu­sun? Ben bu işlere bulaşalı, kendimi unutalı tam otuz iki sene oldu. Bu kadar zamandır başkaları için yaşıyorum.
Dört sene üniversite okudum, yurttan okula, okuldan yur­da Yurtta oda arkadaşlarımla mecburen arkadaş oldum. Zorla birkaç kez okey oynamaya götürdüler, ama taş dizmek kadar yorucu başka bir eylem görmedim.
Reklam
Yürümeyi sevmem, otobüse binmekten nefret ederim, ara­ba alsam alırım ama kışın üstüne kar yağar da camından ka­rı temizlemek gerekir diye almıyorum.
Kuma! Bu sözcükten tiksiniyorum. Hangi karanlık çağda, kim düşünmüştü bu iğrenç sözü? Ruhuyla, gövdesiyle köle olan ikinci kadının durumundan daha aşağılık ne olabilirdi? Ey mutsuz kadınlar! Ey, insanlık onurlarını yitirmiş, aşağılanmış, sefilce yaşamış kadınların ruhları, kalkın mezarlarınızdan !
Biliyorsun ben hangi şehirdeysem Yalnızlığın başkenti orası
106 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.