Kitabın okurken, son kısımlarına doğru aklıma Mustafa Kemal Atatürk geldi. Jonathan'ı ona benzettim. Gayeleri aynıydı. Tek farkları, Jonathan bir kurgu, fakat tabii ki bundan ibaret değil. Hikayenin kurgu olması onun bir gerçeğe ayna olmadığını göstermez. Bu yüzden onu Mustafa Kemal'e benzettim. Mustafa Kemal Atatürk bugün bile bu yurdun içinde veya bu yurdun dışında yaşayan insana güçlü bir ilham veriyor. Gerçek kaynaklardan edinilen bilgileriyle, onun bedenine değil, görüntüsüne değil, tamamen onun fikrini, aklını ve bir ülke için verdiği çabayı, gayretini örnek alan, benimseyen insanlar var. Ona olan sevgisini bahane edip onu putlaştırmaya çalışan, onun görüntüsünü, bedenini sergileyen, onu bir illah gibi gören insanlarda oldu ve oluyor. Hikayede olduğu gibi, bu ona ve onun bu ülke için yaptıklarına, miras olarak bıraktığı fikrine zarar veriyor. Ne yazık ki bu kötülükten ve onun gerçeğinin dışına çıkmaktan başka bir işe yaramıyor.
Güzel bir hikaye. Richard Bach'in son sözünü okurken kitaba eklemediği dördüncü bölümü merak etmedim değil. Ama hikayenin sonunu beğendim. Okuyacaklara keyifli okumalar :)