Colonna Poliphili

Görünmeyen güçlerin vurgununu yemiş, genç bir şair!
Reklam
Uykularını dolduran, uyanık olduğun vakitler de gözlerinin önünden geçen imgeler, giderek sanrıya dönüşen, kimbilir, bir gün hayalden varlıkları içinde kendi varlığını yitireceğin hayaletler.
Hayatın kısa olduğunu söyleyenlerle aynı düşüncede değilim. Tersine, çok uzundu, çok uzundu içsürem. Uzun yıllar yaşadım, istemek, bazen de tutkulara kapılmak, aradığını bulamamak, ardından da umulmadık rastlantıların verdiği mutluluklar. .. işte buydu bütün "hayat" dedikleri. İstediklerinin olmaması ile onların yerini doldurmaya çalışan başka şeyler...

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Kim göğsündeki madalyonun simgelediği anlamı kavrıyordur, kendi mezhebinden olanlardan başka.
Gençliğinde atıldığın yeni hayat, bilmediğin karmaşıklıklar üzerine kurulmuş bir labirentten başka neydi ki? Çıkışı bilinmeyen bir labirent. İnsan da bir labirent değil mi?
Reklam
Maldoror'un Şarkıları'ndaki gibi, atılmış, çıplak, acı çeken bir imge.
Ey çılgın Maldoror! Bütün insanlar gençliklerinde böylesi kuşkulara düşüyorlar mı yoksa? Kendisine hiçbir şey verilmemiş tedirgin gençlik, önceden hazırlanmış, bilmediği boşluklara düşüyor da, önce bu bilisizliği mi ödemesi gerekiyor?
Sonraları gerçeği gördüm. Nasıl bir şeyse bu gerçek! Öyle sanıyorum ki, gerçeği görmek yanılsamayı tanımaktan başka bir şey değildi. Hemen her zaman da yanılsamayı yaşadıktan sonra oluyordu bu. Bütün yaşam tek bir yanılsama ya da bir yanılsamalar dizisinden başka neydi ki? Bunun da böyle olması iyiydi. Çünkü yanılsamaları yaşamaksızın geçirilen bir yaşam, daha da, tatsızdı.
Reklam
T. S. Eliot’ın bir şiirinde, insanın gerçekliğin fazlasına tahammül edemediğini söyleyen bir kuş vardır; oysa kuş yanılıyor. İnsan evrenin bütün ağırlığını seksen yıl boyunca gıkını çıkarmadan taşıyabilir sırtında. Asıl gerçekdışılıktır onun tahammül edemediği.
Her şey rüya görür. Şeklin, varlığın oyunları, maddenin rüya görmesidir. Kayalar kendi rüyalarını görür ve yeryüzü değişir... Ama zihin bilinçli hale geldiğinde, evrim ivme kazandığında, işte o zaman dikkatli olmanız gerekir.
Olanı inkâr ettikçe, olmayanın pençesine düşerdi insan, boşluğu doldurmak için hep birden üşüşen zorlantıların, fantazilerin ve dehşetlerin pençesine düşerdi - bunu biliyordu. Ama boşluk oradaydı. Bu hayat gerçeklikten yoksundu; yaratmaya hacet olmayan yerde yaratan rüyanın kumaşı epriyip gitmiş, delik deşik bir şeye dönüşmüştü. Eğer var olmak buyduysa, o boşluk belki çok daha yeğdi.
Rüya olan asıl bu. Bu yaşadığımız gerçek değil. Bu dünya olası bile değil. Gerçek oydu. Asıl olup biten oydu. Hepimiz ölüyüz ve ölmeden önce dünyanın da sonunu getirdik. Hiçbir şey kalmadı geriye. Rüyalar dışında hiçbir şey.
Sağlığın, hayal gücünün, yaratıcılığın pınarıdır bilinçaltı. Bizim adına ‘kötülük’ dediğimiz şey uygarlığın, onun kısıtlamalarının ve baskılarının bir ürünüdür asıl; bunlar kişiliğin kendini özgürce, kendiliğinden ifade etmesini engeller.
44 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.