Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Neslihan Yüksel

Neslihan Yüksel
@Darkness4
İnsan deli olmasa bile, biraz duyarlı bir kalbe sahip olabilir pekala.
Reklam
"Canlıların dünyası kendi içinde yeterince mucize ve gizem barındırır; bu mucizeler ve gizemler öylesine açıklanamaz bir şekilde duygularımızı ve zihnimizi etkiler ki, hayat mefhumunu neredeyse efsunlu kılar,"
Bizim nesil, "Mustafa Kemal Paşa" adını bir kurtuluş sembolü olarak tanıdı.
Sayfa 213

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Musiki Muallim Mektebi'nde bir ders uygulaması olarak, bütün ders verdiğim sınıflarda Belediye Yasasına göre seçim denemesi yaptırdım. Öğrenciler heyecanla bu işte çalıştılar, oy kutuları hazırladılar. Yapılan oylamada belediye başkanı olarak bir kız arkadaşlarını seçtiler. Bunun üzerine bir erkek öğrencim (üçüncü sınıftan 173 numaralı Selahattin) itirazıyla karşılaştım. Diyordu ki: "Var olan yasaların bize öğretiğine göre kadınların oy kullanma hakkı olmadığı gibi, seçilemez de." Öğrenci, itirazında haklı idi ama, ben öğretmen olarak şu telkinde bulunmayı uygun gördüm ve "Bu öğrendikleriniz ilerisi için sizlere gerekli olacaktır. Kadınlarımız da yakında oy hakkı kazanacaktır," dedim. Fakat bu sözlerimin, erkek öğrenci karşısında öğretmenlik otoritesinin ötesine geçmeyeceği muhakkaktı. İşte böylece öğrencilerimden birinin bu itirazı ve soruları beni kadın hakları üzerinde çalışmaya teşvik etti.
Sayfa 105
Ben ağaçları, insanlar gibi çeşitli doğalara sahip varlıklar olarak görür, onlarda çok şeyler bulurum. Doğada ne kadar aynı cinsten olursa olsun, hiçbiri diğerine benzeyen ağaç gördünüz mü? Onlar da insanlar gibi çeşitli görünüşlere sahiptir. Alabildiğine göklere yükselen bir ağacın, heybetli duruşunda bir gurur, bir asalet vardır. Bunlar küçüklere tepeden bakan ve eğilmeyen halleriyle, adeta gökyüzüne doğru yükselmek için vardırlar. Şüphesiz her ağacın doğal olarak amacı büyümek ve güneşe kavuşmaktır; ama bazıları da cinsleri gereği genişliğine dal budak sallar. Onlar köklerini korumayı unutmamıştır,adeta o kökü korumak için dallarını alabildiğine genişliğine büyütür ve toprağa bağlılığı temsil ederler.
Sayfa 40
Reklam
Genç dulu isteyenler olmuş fakat o, çok sevgili kocasının aşkına o kadar sadık ki, yeni bir eş istemiyormuş. Hatta ani olarak hastalanan ve ölüme giden kocasının son demlerinde ona bir de söz vermiş: "Senden başka kimseyi öpmeyeceğim," diye. Gerçekten anneannem biz torunlarını dahi öpmez, koklardı. Bunun nedenini sorduğumuz zaman, "Sadık dedenize söz vermiştim," derdi. O kızını büyütüyor, anne ve baba bildiği kaynana ve kaynatasına bağlı kalıyordu.
Sayfa 23
Genç dulu isteyenler olmuş fakat o, çok sevgili kocasının aşkına o kadar sadık ki, yeni bir eş istemiyormuş. Hatta ani olarak hastalanan ve ölüme giden kocasının son demlerinde ona bir söz de vermiş: "Senden başka kimseyi öpmeyeceğim, " diye. Gerçekten anneannem biz torunlarını dahi öpmesi, koklardı. Bunun nedeni sorduğumuz zaman, "Sadık dedenize söz vermiştim," derdi. O kızını büyütüyor, anne ve baba bildiği kaynana ve kaynatasına bağlı kalıyordu.
Sayfa 23
Bunun yanında, düşüncelerime ve bilgilerime değer veriyor ama duygularımı umursamıyor. Oysa bana gurur veren tek şey duygularımdır. Her şeyin kaynağı, bütün gücü ve kuvveti, bütün sevinçleri ve acıları veren kalptir. Benim bildiklerimi herkes bilir ama bu kalp yalnız benimdir.
Sayfa 83 - Erasmus Yayınları
İnsan hayatta geçici bir yolcudur. Kendi varlığına en çok inandığı, dostlarının hatıralarında ve gönüllerinde en çok izler bıraktığını sandığı yerde bile kalplerden silinir ve izleri kaybolur. Hem de ne çabuk!
Sayfa 95 - Erasmus Yayınları
Yakınmak gibi olmasın ama Wilhelm, hayatın çiçekleri hayalden başka bir şey değil.
Sayfa 60 - Erasmus Yayınları
Reklam
Evet, sevgili Lotte, ben her şeyi bulur getiririm; yeter ki sen benden iste. Hem, çok çok iste, sık sık iste! Yalnız, senden bir ricam var; bana yazdığın mektubun mürekkebini kurutmak için üstüne kum serpme. Bugün mektubu dudaklarıma götürdüğümde kumlar dişlerimin arasında çatırdadı.
Sayfa 45 - Erasmus Yayınları
Neşesizlik tıpkı tembellik gibidir. Hem aslına bakarsanız o da bir çeşit tembelliktir. Üstümüze böyle bir tembellik çöktüğü zaman onu yenecek kuvveti bulduk mu, işimizi çabucak başarır ve çalışmaktan gerçekten zevk alırız.
Sayfa 35 - Erasmus Yayınları
"Biz insanlar çok zaman iyi günlerin az, sıkıntılı günlerin çok olduğundan şikayet ederiz. Tanrının her gün için bize verdiği iyi şeylerin tadını çıkarmak için içimizi daima rahatlatsak, başımıza bir felaket geldiğinde de ona dayanacak kuvvetti de kendimizde buluruz "
Sayfa 34 - Erasmus Yayınları
Bütün mesele aslında güzel olanı bulup çıkarmak ve onu anlatmaya çalışmaktır. Az kelimeyle çok şey söyleyebilmiş olmaktır önemli olan, ...
Sayfa 17 - Erasmus Yayınları
Ne diyeceğini bildiğim için işte sana bir şey itiraf ediyorum; bebeklerini sürükleyen, onları soyup giydiren, annelerinin pastaları sakladığı dolabın etrafında ağır ağır dolaşan, bu pastalardan biraz elde edince de açgözlülük yiyip, "daha isterim" diye bağıran çocuklar gibi yaşayanlar en mutlu kişilerdir.
Sayfa 13 - Erasmus Yayınları
41 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.