Her seçim bir bedeldir. Kemal , Füsun 'u tercih ederken Sibel 'i kaybediyor .
* Füsun ile aşkı devam ettikçe Sibel ile arası gayet iyi. Füsun varken Sibel de var.
*Kitapta Füsun'un yokluğunu varlığından daha iyi betimlemiş.
*Kemal aşka giden uğraştırıcılığı seviyor.
*Füsun ,konu mankeni gibi onun duygularını çok göremiyoruz.
*Benim için daha çok şehvete, hatta fantaziye yakın olan bu aşk, onun hayatının akışını değiştirecek, onu gelecek vaat eden bir nişanı bozmaya ve yıllarca ulaşılmaz hale gelen genç bir kadının peşinde dolaşmaya itecektir.
* 70'lerde İstanbul'un keşfi ve İstanbul'un sosyetesi üzerindeki Avrupa etkisi ile ilk sayfalar içimi heyecanla doldurdu. Ama benim için aşkı fiziksel bir saplantı olarak kabul eden Kemal karakteri çok çabuk, olgunlaşmamışlığı ve benmerkezciliğiyle beni rahatsız etti, özellikle de dönüp duran bu 600 sayfada.
* Kemal , takıntının içine düşüyor. Bu acıyı onun için katlanabilir kılacak olan eşyaları toplamaya başlıyor. Bu eşyalar o duyguları ,zamanı daha sadakatle kendilerinde barındırabiliyorlar.
" Füsün'un eşyalarını ilk kez tanıyan ve inşasına katkıda bulunan nesneleri ellerimde hissetmek ... taşıdıkları hatıralar , ruhuma teselli edici güçlerini damıtıyor. "