Siması hüznünü hiç ele vermese de kendini zaman zaman kullanım tarihi geçtiği için bir kenara atılmış paslı bir makine gibi hissediyordu.Onun ait olduğu zaman geçip gitmişti.
Serhat için ufuktan güneş doğacakmı doğmayacakmı bilmiyorum ama kitabı okurken beni büyüledi!Çünkü üniversitede aynı yurtta kaldığım arkadaşımın hayat hikayesine o kadar çok benziyordu ki adeta onu yazarın dilinden dinliyor gibi oldum.
Bu dünyada birbirine benzeyen ne kadar çok acılı hayatlar olduğunu birkez daha hatırladım.
Bildiğim kadarıyla bu romanda gerçek hayattan esinlenerek yazılmış. Yazarın ilk kitabı olduğu halde çok başarılı buldum.
Okursanız benimle aynı fikirde olacağınıza eminim tavsiye ederim.
Demek ki insan derdini sevebilir, derdinin kendine derman olduğunu anladığı vakit. dedi, Sonra “Kim inkâr edebilir ki, bir çok derdin insana derman olduğunu?”