En son hangi acı seni uykusuz bıraktı, en son hangi coğrafyaya gözyaşı döktün, en son hangi cümle beynini darmadağın edercesine odanın duvarlarında yankılandı, söylesene?
Ben sana pişmanlıklarımı anlatayım. Sen yargılamadan teselli et. Gözlerimi kaçırayım gözlerinden, utanayım. Ellerinle tut yüzümü, gözlerini gözlerime çevir. Soluklarını hissedeyim yüzümde. Sesin dua olsun, yüzüme üfle.
Bir kez tercih ettin mi geriye dönemezsin zaten. Her şeyiyle yaşamından bir parça haline gelmiştir. Kimi zaman gülümseten, kimi zaman da utançtan alnını çatlatan tercihler...
Demek ki insan, yaşıyorsa nasıl olsa iz bırakıyor, bir zeytincinin paslanmış tabelasında bile olsa. İlla birilerinin kalbini dağlamanın lüzumu yok iz bırakmak için demek ki.