Daha önceden elime geçip okumadığıma biraz üzüldüğüm bir kitap. Okurken ve okuduktan sonra düşündüğüm ilk şeyler kitap için açıkça bu oldu. Keşke daha öncesinde okusaydım. Ama geçde olsa okudum. Okurken de gayet keyif aldığım bir kitap.
Herkes işini yapar fakat bunu severek, isteyerek yaparsan ve bunun yanında azim, istek, fedakarlık ,cesaret varsa engelleri tek tek aşıp neler yapacağımız sınırlarının olmadığını anlatan bir roman. Okurken düşündüğümüz, kendimizi içinde hissedip duygulandığımız , kendimizi cesaretlendirip hayatımda şunu da yapacağımız dediğimiz ve sevginin her halini kitabı okurken hissettim.
Her şerde bir hayır, her hayırda bir şer vardır. Kitabın ana konusu bu olabilir bence. Fakirliğin, yokluğun , acının içersinde umut olan inci. Ve incini getirdiği acı zulüm ve ölüm. John Steinbeck'in toplumun acısını yine akıcı ve ustaca anlattığı yapıtı. Okunmaya değer güzel bir eser.
İnciJohn Steinbeck · Sel Yayıncılık · 202337,4bin okunma
Kişi hikayelerin ve olayların ilmek ilmek işlenip bütününde hepsini çok güzel bağlaması ve akıcı olması kitabı okurken zevk almanıza sebep oluyor. İki şehrin hikayesinde İngiltere’de halk arasında çürümüşlüğün yanı sıra Fransız asilzadelerin (mösyölerin ) acımasız şekilde halka zulüm etmesi daha sonrasın Fransız ihtilalinden sonra halkın onlardan bir farkı kalmamasını ve çürümüşlüğün yanı sıra sevgi için insanların neler yapacağını ve nelerden vazgeçeceğini de görebiliyoruz.
Şükrü Erbaş’ın yazdıkları denemelerden oluşan bu kitap okurken içerisinde size dokunabilecek yazılar veya sözleri bulacaksınız. “İnsan yaşarken görür güzelliği/ Acı bile bir dünya nimetidir sonunda / Ancak yaşayanların anısı olur” (Şükrü Erbaş)