Duygu Özdemir

Tam tersi sanılır ama zaten hayatta normal olan huzursuzluk durumudur, huzur ise çok ender yakalanan geçici anlardır olsa olsa.
Reklam
Eğer Zilan, Nergis, Meleknaz ve binlercesi homosapiens değil de hayvan olsaydı bu acıların hiçbirini cekmezlerdi, kendimizi hayvanlardan ve bitkilerden üstün görmemiz büyük bir aldatmaca, insanlık diye yucelttigimiz şey aslında ne aşağılayıcı bir kavram diye düşündüm
Paramparça bir gecmisin üzerine yekpare, gamsız bir gelecek kurulamıyor.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Genç bir kizsan sana cizilmis kadere uzun müddet direnemiyorsun. İçinde kırılacak eşya, hatta daha fenası kendisine değil, çevresine de zarar verebilecek patlayıcı taşıyan paket gibi daima göz önünde tutuluyorsun. Ne olur ne olmaz diye, doğduğunda babana, varsa erkek kardeşlerine, hatta amcalarina, dayılarına, sonra da ilk fırsatta baş göz edilip kocana teslim ediliyorsun. " Bir an evvel evlen de yerini bil" diyorlar sana. "Ne yani yıllarca yersiz mıydım ben? Doğduğum bu ev benim neyimdi?" diye düşünmeye başlıyorsun. Boyle boyle hiçbir yerin sana ait olmadığını, olamayacağını anlıyorsun. Babanın evinden, kocanın evine taşınan bir paketsin sen. Kapalı bir paket olarak doğup açılmış bir paket olarak ölüyorsun!
Eskiden dostluğun beraber aglayabilmekle ilgili bir şey olduğunu sanırdım. Sonra sonra esas beraber gulebilmekle ilgili olduğunu anladım. Şu hayatta seni güldürmek icin cabalayacak, sevincini sevinci sayıp, birlikte gülmekten mutlu olacak birini bulmak kolay mıydı?
Reklam
Reklam
90 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.