Genelde Türk muhacereti denince akla gelen Hazar'ın Güney'inden gelen Türk Kitlelerinin Selçukluların yönlendirmesiyle Anadolu'yu yurt tutmalarıdır, bu kitap tam olarak Hazar'ın Kuzey'inden gidenlere Karadeniz'in Kuzey'inden giden boylara ne olduğunu anlatıyor. Başrolde Peçenekler ve peşlerinde kanlıları olan Oğuzların Salur boyunu onlarında arkasından gelen Kıpçakları çok güzel bir akademik dilde sunmaktadır. Osman TURAN'ın kitaplarından önce Nimet KURAT veyahut MUALLA Hoca'dan Peçenek tarihi okunursa 1071'e gelindiğinde birbirini uzaktan gören o iki göçebe kavmin verdiği kolektif tepki belki biraz olsun anlaşılabilir. Beni derinden etkileyen bir olay Peçeneklerin Çaka Bey ile birlikte Trakya'da birleşemeden bizzat bir Türk Kavminin(spoiler olmasın dedim) Bizans'a yardımı sonucu kıyımdan geçirilmeleri olmuştur. Tarihe bu derece duyguyla yaklaşmak elbette doğru değildir ama etkilenmemek de elde değildir! Farklı bir bakış açısı ve belki ilginizi Peçenek tarihine çekebilmek için şunu da eklemek isterim, İlk Haçlı Seferi Peçenekler için yola çıkmıştır diye ortaya atılan bir iddia da okumuştum kitap dışıydı sanırım. Peçeneklerin yok edilişi 1091 Lebunion Muharebesi, ilk Haçlı Seferi 1096. Peçenekler de merkezi bir devlet otoritesi kuramamanın bedelini her Türk Devleti gibi ödemişlerdir, Fatih Sultan Mehmet'in kıymeti ve reformlarının değerinin anlaşılması için ortalamanın biraz üstünde Türk Tarihi bilmek yetecektir.
Henri Pirenne'nin bu kitapta ortaya attığı tez Roma'nın ne olduğunu ve Batı Roma'nın son dönemde neye dönüştüğünü bilen birisi için reddetmesi zor bir tezdir. Roma benim içinde bir hanedanlıktan ibaret değildi o yüzden Kavimler Göçü ile Batı Roma sözde yok edilmiş olarak kabul edilip Orta Çağ başlamış sayılsa da, Roma aslında Akdeniz'dir Pirenne'nin de dediği gibi, Roma Mare Nostrum'dur. Cermenlerin Afrika'nın Kuzey'ini ele geçirmeleri veyahut İspanya'ya, Galya'ya yerleşmeleri Roma'yı yıkmak olarak kabul görmemelidir, Cermen Kavimleri aslında Roma'nın bir parçası olmak için çabalamışlar ve Roma medeniyetinin bir parçası olmuşlardır dilini, kültürünü hatta dinini benimsemişlerdir. Aynı şeyi Hıristiyanlık içinde söylemek ne kadar yanlıştır? Roma Hıristiyanlaştıysa kilise Romalılaş'mamış mıdır? Roma medeniyeti İslam gibi bir medeniyet gelene kadar içine gelen her şeyi bünyesine katmıştır, İslam ne zaman Akdeniz'i ele geçirip oradaki halklara yeni bir medeniyet sunduysa ve Roma Kuzey'e çekilmek zorunda kaldıysa Batı Roma'nın yıkılışı ve Orta Çağ o zamandan başlatmak daha doğru olacaktır.
Belki de Annales Ekolünün Türkiye'deki ilk örneği, Eski Türkçe kelimelerin yoğunluğu alışık olmayanı biraz yorabilir fakat dipnotlar çok detaylı ve özenli yazılmış ilgilisini sıkmayacağını temin edebilirim. 1922 yılında Anadolu hakkında böylesine farklı disiplinlerden faydalanan bir kitap yazılması gerçekten okumaya değerdir. Daha Osman TURAN 8 yaşındayken Mehmed Fuad KÖPRÜLÜ'nün Selçuklular hakkında bu kadar kayda değer bilgiyi bu kitapta vermesinin beni şaşırttığını söylemeden geçemeyeceğim.