Mutsuz kadınlar mezarlarınızdan kalkın!
İnsanlıktan çıkmış olmaktan, bir gölge gibi yaşamaktan kurtulun! İnsanca yaşamaktan alıkonulan kadınlar kenetlenin! Eski zamanların karanlıkları önümüzde titresin.
Düşünmek... Bu, insanoğlunun en değerli özelliklerinden biri olan kabiliyetini geliştirmek... İşte, bu tarihi dönemde, islam aydınına düşen büyük ödev. İslam, düşünmeyi, insana sürekli olarak bir ödev bilmiştir.
İslam, düşünmenin yolunu kesmemıştır. Asıl biz, düşünmeyi durdurduğumuzdan İslamla olan ilişkimizi gevşettik, hatta yer yer kopardık. İslam'a olan aşkımızı yitirdik. Düşünme bağımsızlığımızı yitirdik.
Düşüncede diriliş olmaksızın inançta diriliş gelişemez. İnanışta diriliş olmaksızın da duyuşta, duyarlıkta, yani sanat ve edebiyatta diriliş başlayamaz.
İnsanlar mezarlara neden çiçek koyar? Mezardaki çiçeği sulamaya kimse gelmediğinde, gidenin de hatırası unutulmuş demektir. İnsan kalbi durduğunda ölmez, çiçeği solduğunda ölür.
Aramızda olduğunu sandığım bağın, sende o kadar kuvvetli olmadığını anlıyordum. O zaman bağı kopartan ben olmalıydım. Canavarca bir histi. Yine de hüsran yaşamaktan iyi!