Agatha Christie ile ilk tanışma kitabım Doğu Ekspresinde Cinayet olmuştu. Dedektif Hercule Poirot'un içerisinde yer aldığı serinin kitaplarından biri. Agatha Christie'nin diğer kitaplarını da okuyunca belirli bir tarzı olduğunu anlıyorsunuz aslında. Bu kitabında da aynı tarz var. Esrarengiz bir cinayet, etrafta herkesin dikkatlerini çeken birkaç şüpheli... Kitabın sonuna kadar pek çok tahminde bulunsanız da sonunda sürpriz bir sonla karşılaşıyorsunuz. Kitapta Türk ve İstanbul esintileri de var ki zaten Agatha Christie'nin Pera Palas ve Türkiye macerası oldukça meşhurdur. Konu ise tamamen Doğu Ekspresi adındaki trende geçiyor. Dediğim gibi yazarın kitaplarında tarzı tamamen aynı olsa da ben yine de Agatha Christie okumayı seviyorum. Arada mutlaka içimde bir kitabını okuma arzusu mutlaka uyanıyor. Eğer hiç okumadıysanız klasik dedektif, polis, cinayet kitaplarındaki o sert heyecan, içte hafif uyanan korku gibi duyguları beklemeyin. Agatha Christie'nin kalemi diğer polisiye yazarlardan çok farklı, daha nahif bir kalemi var. Ne demek istediğimi ancak okuyarak anlayabilirsiniz ki bence mutlaka okuyup yazar ile tanışın derim.