Dert dediğin şey sadece bir haldir, gelir ve gider. Diğer tüm şeyler gibi. Zorluklar çeşit çeşit olabilir. Fiziksel, duygusal, ya da zihinsel. Ama her zorluk ve dert her zaman bireyseldir. Kişiye göredir. Aynı şeyi kimi felaket olarak nitelendirir kimi hoşluk
Güç mü? Güç, ne 'değilmiş' biliyor musun? Eline parayı alıp insanlara her istediğini yaptırmak değilmiş. Parayla arzu ettiğin konforu satın almak değilmiş güç. Asıl güç, hayatta başına ne gelirse gelsin sımsıkı durabilmek, umudunu koruyabilmekmiş. Herkesin ve her şeyin eğri durduğu zamanda dosdoğru kalabilmekmiş güç. Başkasına değil sadece kendine, kendi emeğine, kendi yeteğine, kendi sabrına, kendi azmine güvenerek yola çıkmakmış. İyi ile kötüyü ayırıp, kötüye arkanı dönüp, iyiye odaklanilmekmiş güç.
Memleket sevgisi karşılıklı olmak zorunda. İnsan insana bile sevgi ilişkisinde bir taraf sürekli veren bir taraf hep alan ise o denge bozulur. Huzur kaçar. Ülkenin şu dönemine bakıyorum da insanlar bu hataya düşüyor. Bu canım memleket onlara bütün güzellikleri sunarken, onlar onun için hiçbir şey yapmaz oldular. Sürekli alma derdindeler. Bir de utanmadan aldıklarını beğenmiyorlar. Soruyorum onlara, sen bu ülke için ne yaptın? Kaç tarlayı ektin, kaç ağaç diktin? Kaç aç doyurdun? Kaç yara sardın? Kaç iş sahası yarattın? Bilime ne katkın oldu? Kaç madalya kazandın, kaç ödül aldın ülken için? Kaç kişinin hayatına katkın oldu? Kaç tane tanımadığın çocuğun başını okşadın? Kimlere yardım ettin, kimin duasını aldın?
Sen ne verdin ki, ne alasın?
Ahlaklı olmak bir var oluş biçimi. Öncelikle kendimize karşı görevimiz. Bir başkasının alkışını ya da ödülünü almak için değil, kendimize saygımızdan böyle davranıyor olmamız lazım
Tasalanma! Zorluğun arkası kolaylıktır
Olan her şeyin bir vakti ve takdiri vardır
Takdir eden, hallerimizi gören Halıktır
Kul tedbiri üstünde O'nun tedbiri vardır.