"Örümcek ağına takılmış bir sinek gibiyim"
..."Çaresizim hem de çok."
Sayfa 20
Uluslararası haberler her zamanki gibi iç sıkıcıydı. Hitler denen o korkunç adam Alman mahkemelerini Nazi partisinin kuklalarına çevirmiş, faşistler Bulgaristan'da iktidarı ele geçirmiş ve en kötüsü de, Mons yakınlarında bir madendeki patlamada kırk iki işçi ölmüştü.
Sayfa 7
Okur Takip Önerileri
...Camiden çıkıp eve giderken,
-Arapça biliyor musun da imamın dediklerine ağladın dede? diye sormuştum.
-Ne imam Arapça biliyor, ne de ben... demişti.
-Öyleyse niye ağladın?
-Hiç ağlanmaz olur mu? İmam nasıl güzel okuyordu, duymadın mı? Kim bilir ne acıklı, ne güzel şeyler söylüyordur!
Dedem, imamın sesini hatırlayıp yeniden ağlamaya başlamıştı. Benim de gözlerim sulanmıştı. Oysa imam belki de çok sevindirici bir dua okumuştu.
Ben bu olayı hiç unutamıyorum.
Sayfa 127
-Çocuklar, ben anladım bu vicdan azabı denilen şeyi.
Hiç kimse kendisininkini hatırlamıyor. Herkes başkalarının çekmesi gereken vicdan azabını biliyor.
Sayfa 65
"Hayır anne. Çok yorulmuyorum. Rahat sayılırım."
Bazı şeyler annelere nasıl açıklanabilir?
Ayak sürümenin, dudak kıpırdatmanın, her gün aynı şeyleri yenilemenin ve başkalarının aynı şeyleri yenilediğini görmenin yorgunluğu nasıl anlatılır?
Sayfa 24
Biz burada bir aile gibi çalışırız. Kardeşler, ağabeyler,analar,babalar. Birbirimizi severiz. Amaç etkin ve çabuk biçimde iş bitirmekse, bunu birbirimizi yiyerek de yapabiliriz, mutluluk içinde de. Birbirimizi kırmadan anlayış içinde çalışalım. Kardeşlerim, analarım, babalarım. Boynunuz kopsun. İşin daha etkin ve çabuk bitirilmesi konusuna gelince, onu da alıp kıçınıza sokabilirsiniz.
Pazartesileri hiç sevmiyordu. Haftanın tamamlanması için bunun gibi dört gün daha geçmesi gerek. Cuma günlerini de pek sevmiyordu. Kendini haftanın tüm ağırlığını omuzlarında taşıyormuş sanırdı cuma günleri. Gerçek aranırsa, salılara, çarşambalara ve perşembelere de pek bayılmıyordu.
Sayfa 11
Sevgili dost,
Bugün bayram.
Ama parlamıyor gözlerin.
Sayfa 117
Supervielle bir şiirine şöyle başlamıştı:
"Kendini bildi bileli
Mum ışığında okumaktı bütün zevki
Sonra da ellerini ikide bir
Alevin üstünde gezdirirdi.
Emin olmak için olacak
Emin olmak için
Yaşadığına..."
Sayfa 144
...Şimdi çıplak tepelerden, "Dağ başını duman almış," şarkıları yükseliyor. Herkes yürüse de güneş ufuktan bir türlü doğmuyor.
Sayfa 91