''İçimizi kemiren yıkım, insanlığın iliğine işlemiş olan acımasızlıktır, tümümüz bu zehirle can vereceğiz. Bizden sonra geleceklerin vay haline! Onların işi bitik; bizden bir milyon inanç şehidi ile ikinci milyonu tamamlamakta kullanacakları işkence aletlerini devralacaklar.''
''Gerçekten erdem sahibi olan kişi, sevdiğinin önünde kendini olduğundan büyük gösterme çabasına düşmezdi. Doğal bir eğilimin, bir tutkunun varlığına sevileni inandırmak, hiç mi hiç gerekli değildi.''
''Çok düş gören biriydim; dolayısıyla düşlerde gerçektekinden daha çok yaşıyor hissediyordum kendimi, düşsel görüntüler gücümü ve yaşamımı yiyip tüketiyordu.''
İspanya iç savaşına, Cumhuriyetçilerin safında katılmış Amerikalı bir İspanyolca hocası olan Robert Jordan'ın bir köprü patlatma görevini üstlenmesiyle birlikte gelişen olayları ele alan Ernest Hemingway romanı. Bir iç savaşta tarafların ideolojik, dinsel, psikolojik olarak geldikleri durumları gerçekten tadına doyulmaz bir şekilde anlatmış. Vicdani yükümlülüklerin tek taraf adına askıya alındığı, dile getirelemeyen içsel hesaplaşmalar görüyoruz. Özellikle bu durum Jordan'ın karakterinde yoğun bir şekilde yansıtılmış. Ayrıca, Savaşın gölgesinde kalmayacak şekilde işlenmiş tutkulu bir aşk görüyoruz Maria ve R. Jordan'ın hikayesinde. Akıcı bir şekilde okunuyor. Çeviri gerçekten çok güzel yapılmış.
“Ve sen dedi kendi kendine, bir süredir fena halde yokluğunu çektiğin şeyi biraz olsun ele geçirdiğin için senin adına seviniyorum. Ama çok da kötü olmuştun o sıra. Bir süre senden yeterince utandım. Ne var ki, ben sendim. Seni yargılayacak başka bir ben yoktu.”
“Birlikte sahip olduğumuz şey yani, diye düşündü. Bu olayda talihime diyecek yoktu. Belki bu bana kendiliğinden verildi, çünkü hiç istememiştim onu. Bu geri alınamaz, ya da yitirilemez.”
''İnsan sabahın köründe uyandığı zaman içinde bir boşluk hisseder ya kimi kez, hani bir felaket duygusuna benzer bir boşluk, işte bunun bin kat fazlasını hissediyordu Robert Jordan.''
''Belki de bütün ömrümü bu üç gün içinde yaşadım, diye düşündü. Eğer bu doğruysa, son geceyi daha değişik bir biçimde geçirmek isterdim. Ama son geceler hiçbir zaman iyi bir şekilde geçmez. Son hiçler güzel değildir.''