"Aşk insanoğlu var olduğundan beri hep vardı! Ama hangi aşk ? Bir merhaba deyip, sadece cinsel ihtiyaç için yatan, sen / ben olan ayrımcı aşklar değil, onlar zaten aşk bile değil ! Gerçek Aşk bize anlatıldığı gibi korkunç değildir, bağnaz değildir. Hele ruhla sevip, ruha doğan aşk ile sevip, sevişmek ! Oluk oluk akan bu aşkı hissetmemize engel olan öğretilerin, kuralların, şartların canı cehenneme! Gözlerini kapatıp, tanışmayı dilediğinde, kalbin sesini duyacaksın, önce sıkışacaksın sıkışacaksın çünkü bedenini bile sığmayacak ! Sakinleştiğinde tepe çakran uyuşacak hissedeceksin ! Vazgeçmeyip teslim olursan, doğum yapacaksın, cayır cayır, alev alev bi Aşk doğacak ! Yanalım gitsin ! Yaşayın vaktiniz varken gerçek Aşk’ı bulup. İşte o vakit sıkışıp kalan o ruhun, özgürlüğe ilk adımını atacak !☺️
"Bir sevda adamı olarak duygululuğundan mıdır, incelikli olmasından mıdır, ruhunda mevcut olanla sanatını icra etmek istemesinden mi, yoksa bi duruşu, davası, sönmeyen bir ateşi olduğundan mıdır bilmiyorum, o şey her ne ise, dört duvar arasında, demir parmaklıklar ardında, sürgünde, gurbette, özlemde, yürürken, gökyüzüne bakarken, birilerini ve bir şeyleri özleyip korkarken, umut ederken hiç tükenmeyen kalemiyle tüm bunları fazlasıyla edebiyata geçirebilmiş bir isimdir!
Piraye'ye MektuplarNazım Hikmet Ran · Yapı Kredi Yayınları · 20174,935 okunma
"Korku dolu bi kalp için, bilgi dolu beyin çalışmayan durumdadır, korku köleliğe açılan kapıdır. Nazım cesurdu, meydan okudu. Aydınlık ruhuyla, karanlığa karşı çıktı☺️
"Duygularınızdan birini çöpe atabilseydiniz, hangi duygunuzu çöpe atardınız? Ve başkasının çöpe attığı, "Yazık bu duyguyu niye çöpe atmışlar ki" deyip hangi duyguyu çöpten alırdınız?