"Pardon hanımefendi biraz zamanınız varsa beni dinler misiniz? Bakın benim lüks kafelere gidecek kadar param olmaz hiçbir zaman cebimde.
Romantik olduğumu dile getirmesemde hissettiririm mutlaka. Genelde alırım kalemi elime, karalarım bı şeyler. Çokta yakışıklı değilim. Yanıma yakışsın değil, kalbime yakışsın tezini savunurum her zaman. Herhangi bir müzik aleti de çalamıyorum. Marka elbiselerde giymem, özel günlerde dahi rutinin dışına çıkmam genelde.
Kimsenin hatırlayacağı bı güzellikle veya vasfa sahipte değilim. Hayatta yaptığım en iyi iş yazdıklarımı gönüllerde vuku bulmasıdır. Sonra çok güzel patates kızartması yaparım, birde yanında biber. Meselâ bütün gece uyumayıp adına şiirler yazabilirim. Seni sevdiğimi avazım çıktığı kadar bağırırım sokaklarda. Elini tutup saatlerce bırakmayabilirim. Tarihi camiler, tarihi mekanlar meskenimiz olur. Bilinmeyenin peşinden koşarız el ele. Daha önce hiç kimseyle gitmediğim yerlere seninle keşfederiz. Belki arabayla eve gidemeyiz ama otobüste giderken yerimi sana verebilirim mesela. Her akşam ' günün nasıl geçti? ' diye sorarım mesela. Öyle pahalı kolyeler alamam belki ama kokusunu beğendiğim her çiçeği önüne sererim yollarına. Çiçek almayı unutsam bile çiçek olduğunu hissettiririm o zaman sana. Seninle güler, seninle üzülürüm. Sonra seninle ağlar, seninle mutlu olurum. Öyle işte hanımefendi. Ben buyum... Size her gün mutlu olacağımızın garantisini veremem ama ihtiyacınızın olduğu her an yanınızda olacağımın sözünü verebilirim... En güzel, en özel ve en çok sizi severim mesela...💙🥹