Zamandan, kıyısında oturup akışını izlediğiniz bir ırmak yaparsınız. Oysa içinizdeki başsız ve sonsuz olan, yaşamın başsız ve sonsuzluğunun ayırdındadır. Bilir ki, dün, bugünün anısından ve yarın, bugünün düşünden başka bir şey değildir.
Ama suskundu sevgimiz ve üstü örtülüydü. Oysa şimdi yüksek sesle ilan ediyor varlığını sana ve açığa çıkmış duruyor önünde. Bu hep böyledir, sevgi kendi derinliğini bilmez ayrılık vakti gelip çatana kadar.
(...) bizim için, yani benim içinde yetiştiğim gençlik için, memleket muhabbeti bir fantezi, feragat lügatten silinen bir kelime, hodbinlik en makul seciyedir.
Gafil!.. Burada seni sıkan, halk, muhit değil kendi mevkindir; sen efendi olmak kabiliyetinde değilsin... Sen nizam, kanun gibi kayıtlara tabi olamayacak kadar serserisin... Muayyen bir daire, muayyen bir ikametgâh seni sıkar (...)