"Heyecan verici, enerji tüketen, risk dolu ve sinir bozucu bir faaliyet olarak bilinen mutluluk arayışı daha sık zihinsel depresyon vakalarına yol açarsa, antidepresanlara daha fazla para harcanması muhtemeldir."
Şule Gürbüz hakkında bir şeyler söylemek istiyorum ama kendisine ve kalemine olan hayranlığım ifade gücümü zayıflatıyor. İlk okuduğumda aman Allahım dedim nasıl kaçırdım bu inanması güç yazarı ve bu zamana kadar tanışamadım onunla. Öyle yoğun, öyle dolu ki cümleleri. Öyle miymiş, Zamanın Farkında, Coşkuyla Ölmek, yazarın ardı ardına okuduğum ve Turgut Uyar'ı ilk okuduğumdakine benzer hisler yaşamama neden olan kitapları.
Kıyamet Emeklisi ise başkahraman Aziz ile beraber bizlere ateşten gömlekler, melamet hırkaları giydiren uzun, yer yer yorucu, eğitici bir yolculuk adeta.. Azizle beraber biz de büyüyor, hepimiz gibi Aziz'in de çok kızdığı ebeveynlerine dönüşüm yolculuğunu izliyoruz. Yazar, Aziz ve hayatına giren tüm karakterlerle birlikte bize yaşamı, ölümü, inancı, bağlılığı, aile olmayı, yalnızlığı, var olmayı, hiçliği sorgulatıyor ve kendimizi omuzlarımıza yüklenmiş ağır yüklerle baş başa bırakıyor.