“Ama bizler toplumsal kısıtlamaları reddeden ve hür düşünen idealist insanlarız. Kendi ahlâki yapımızı oluşturabilme yeteneğine sahip olduğumuza inanıyoruz.”
Asıl sorun Josef, insanları etkilemek için akılcılığı bir kenara bırakıp daha aşağı düzeydeki becerileri kullanırsak, elimize geçenin daha değersiz ve daha aşağı düzeyde bir insan olacağıdır. İşe yarayan bir şey istediğinizi söylediğinizde, duygularınızı etkileyecek bir şey istediğinizi söylemek istiyorsunuz. Evet, bunun da uzmanları var elbet! Peki kimdir onlar? Rahipler! Onlar etkilemenin sırlarını iyi bilirler! İlahilerle sizi idare eder, göğe yükselen kuleleri ve kubbeleriyle bizi bodur bırakırlar; boyun eğme arzusunu kamçılar, doğaüstü kılavuzlar, ölümden korunma, hatta ölümsüzlük vaat ederler. Ama bir de aldıkları bedele bakın; din köleliği; zayıfa karşı hürmet; hareketsizlik; bedene karşı, zevke karşı, bu dünyaya karşı nefret. Hayır, bu tür bir yatıştırma yolunu, bu insanlık dışı yöntemi kullanamayız! Aklımızın gücünü keskinleştirmek için daha iyi yollar bulmalıyız.
Sizin Dünya’da insanlar,” dedi Küçük Prens, “bir bahçede beş bin gül yetiştiriyorlar; yine de aradıklarını bulamıyorlar.”
“Bulamıyorlar,” dedim.
“Oysa aradıkları tek bir gülde, bir damla suda bulunabilir.”
“Doğru,” dedim.